6 Eylül 2008 Cumartesi

Bir Mevsim Resmi Yapın

Bir Mevsim Resmi Yapın
Herkesin aynı kâğıda bir şeyler kattığı bir sanat pro¬jesi üzerinde çalışmak, çocuklara birçok işbirliği becerisinin egzersizini yapma fırsatı verir. Tasarımla ilgili mutabakata varırlar, birbirlerinin fikirlerini din¬lerler, birlikte çalışırlar ve kendi önceliklerinin bazılarından vazgeçerler. Ailecek bir yürüyüş yapın ve çiçek, ot, kum, tohum, bitki, yaprak, kök, toprak, ağaç kabuğu, böğürtlen, taş gibi şeyler toplayın. Yürüyüşe çıkarken topladıklarınızı koymak için yanınıza yumurta kabı alın. Eve döndükten sonra yapacağınız şey bir karton ve yapışkan edinmektir. Herkesin toplanmış olan doğal nesnelerle kendi katkısını yaptığı ortak bir resim oluşacaktır. Burada yönetici yoktur. Bu tabiat kolajını yaratmak için herkes birlikte çalışmalıdır.

Sessiz ve Tek Başına

Sessiz ve Tek Başına
Bir evde başkalarıyla birlikte yaşıyorsanız, kimi zaman yalnız kalmak istersiniz. Herkesin yalnız kalabileceği bir mekânı ve zamanı yaratmak için elbirliği yapmak gerekir. Fiziksel olarak tek başına kalmak mümkün olmayabilir, ancak herkesin yarım saatini başkalarından ayrı ve ses¬sizce geçirmesi sağlanabilir. Bu, huzur ve sessiz¬liğin tadını çıkararak düşünmek, okumak, yaz¬mak veya sadece dinlenmek için iyi bir süredir. Telefonu, radyoyu, televizyonu kapatın. Hepinizin o kadar hoşuna gidecektir ki, her hafta bunu tekrarlamak isteyeceksiniz.

Aile Bahçesi

Aile Bahçesi
Eğer bir parça toprağınız varsa, burayı birlikte güzel bir bahçe haline getirebilirsiniz. Herkes bir parçayı alsın ve buraya istediği çiçek veya sebzeyi eksin. Renkli bitki kataloglarına veya fotoğraflarına bakmak, çocuklara hangi bitkiyi dikecekleri konusunda karar vermede yardımcı olur. Böylece bahçe düzenlemesi bittiğinde genel görünümün nasıl olacağı hakkında da bir fikir verir. Tohumlarla toprakta adlarını yazmak çocuklar için çok eğlendiricidir. Çiçekler açtığında yarattıkları sanat eserinin kendi adlarını taşıması karşısında çok heyecanlanacaklardır. Herkesin mutlu olması için tohumlarla ailenin soyadını da yaza¬bilirsiniz.

Ruh Hali Yaratın

Ruh Hali Yaratın
Evinizde çok farklı ruh halleri yaratma olanağınız vardır. Klasik müzik çalarken ruh hali rock müziki çaldığı zamankinden çok farklıdır. Bir piknikteki duygular mum ışığında yemek yenirken olan duygulardan daha değişiktir. Fıkraların anlatıldığı akşamdaki ruh hali ailecek politika tartıştığınız akşamdakinden farklıdır. Yaratıcı enerjinizi kullanarak hep birlikte akşam için bir ruh hali seçin. Sonra o akşamı birlikte planlayın. Bunun için nelerin yapılması gerektiğine ve kimin yapacağına karar verin. O akşam geldiğinde, herkesin işbirliği yapmasını ve yaratılan ruh halinden hoşnut olmasını sağlayın. Bir süre sonra bunun gibi bir başka akşam düzenleyin ve her aile ferdi yeni bir ruh haline girme fırsatına kavuşsun.

İlkbahar Temizliği

İlkbahar Temizliği
Herkesin evde olduğu bir gün dolap, çekmece veya bodrum temizliği örgütleyin. Herkes artık kullanmak istemediği giysileri, oyuncakları, resimleri, kitapları ya da benzeri şeyleri evin belli bir yerine getirsin. Bunları satmadan veya başkalarına vermeden önce, herkes öteki aile fertlerinin artık istemediği şeylerin arasından almak istediğini alsın. Aile bireylerinin "alışverişinden" sonra geriye kalanları ister satın, isterse yardım kuruluşlarına verin. Bu, küçük çocukların büyük çocukların oyuncak ve giysilerinin hiçbir seçme fırsatı olmaksızın kendile¬rine verildiği duygusundan kurtulması için harikulade bir yöntemdir.

Birbirine Bağlayın

Birbirine Bağlayın
Bacaklarından birbirine bağlı çocukların bir hedefe doğru ilerlemeye çalıştıkları yarışı anımsayın. Burada anlatacağımız oyun, bunun biraz değiştirilmişidir; çocuklara hem gülüp hem eğlenirken nasıl işbirliği yapılacağını ve nasıl birlikte çalışılacağını öğretir. İki çocuğu el ve ayak bileklerinden yan yana durabilecekleri şekilde bir¬birine bağlayın. Sonra da yapmaları için bir ev işi verin. Bu işi nasıl yapacakları, birlikte nasıl yürüyüp hareket edecekleri ve hangi elin ne yapacağını konuşmak zorunda kalacaklardır. Görevi tartışırlarken, kahkahaların patlamasına çalışın. İşbirliği başka bir kişiyi dikkate almaktır. Birbirine bağlı olmaktan daha iyi bir yöntem olabilir mi?

İşbirliği

İşbirliği
Ailenin gücü kısmen hazır bir ekip olmasından kaynaklanır. Anne-babalann ve antrenörlerin çoğunun bildiği gibi, zor olan takım ruhunu ve ortak bir amaç için birlikte çalışma isteğini yaratmaktır. Çocuk ilk önce aile içinde başkalanyla geçinmeyi, birlikte bir şey yapmayı, paylaşmayı ve her zaman ilgi odağı olmamayı yaşar. Hepimiz bireysel ihtiyaçlarımızı grubun ihtiyaçları için bir kenara koymayı öğreniriz. İşbirliği yapmayı öğrenmek çocuğunuzu gelecekte okulda, ilişkilerinde ve çalışma hayatındaki başarılan için değerli bir araçla donatacaktır.

'Ekip çalışmasının en güzel yanı, her zaman yanınızda birilerinin olmasıdır."
—Margaret Carty

Yavaş Hareket

Yavaş Hareket
Çocuklarınızın aşın hızlı hareket ettiğini sürekli gözlemekte misiniz? Siz daha marketin giriş kapısındayken onlar onu-bunu alarak dükkânın içinde koşuşturur; veya bir arkadaşınıza gide-ceksinizdir, ne zaman ve nasıl gidilecek diye sizi kızdırırlar; ya da yemeklerini o kadar hızlı yerler ki, yediklerinin nefes boru¬larına kaçacağından eminsinizdir. Şimdi eğlenceli bir şekilde yavaş hareket etmeyi özendiren bir oyun önereceğiz. Herkesin evde olduğu bir akşamı seçin. Birisi "AĞIR ÇEKİM" diye bağırsın ve herkes hangi işle meşgulsa, o işi bir dakika yavaş yavaş yapsın. Bir dakika sonra, gene herkes normal faaliyetine geri dönsün. Alışılmış hareket hızıyla geçen beş dakika sonra, başka birisi "AĞIR ÇEKİM" diye bağırsın ve herkes gene yavaşlasın. Herkesi eğlendirdiği sürece, bu oyunu oynayın. Amaç, bu davranışı herkesin aşın hızlı davrandığı durumlarda da sürdürmesidir. "AĞIR ÇEKİM" sözcüğü herkesin anlayabil¬diği bir özel şifre haline gelecektir.

Umumi Yerlerde Sessizlik

Umumi Yerlerde Sessizlik

Çocuklarınızdan susmalarını istediğinizde bu her zaman pek kolay değildir. Bir olayı prova etmek üzere hep birlikte aşağıdaki oyunu oynayın. Yakınlarda bir doktor ya da dişçi muayene¬hanesine veya bir kütüphaneye gideceksiniz ya da yaşlıları ziyaret edeceksiniz veya ailecek bir restoranda yemek yiyeceksiniz. Yukardaki durumlardan birini seçin ve mahsuscuktan olay yeri düzenleyin ki, herkes durumla ilgili davranabilsin. Sonra gerçek durum ne olursa olsun, uygun ses tonunu seçerek oynamaya başlayın. Birçok durumda, alçak sesle konuşmak saygılı olmanın bir şeklidir. Bu durumlarda alçak sesle konuşmanın niçin takdir edildiğini çocuklara anlatmak da yararlıdır.

Başkalarına Saygılı Olun

Başkalarına Saygılı Olun
Çocuklar başkalarına nasıl davranacaklarını büyüklerin kendilerine karşı davranışlarından öğrenir. Kendinize sürekli olarak şu soruyu sormanız her zaman yardımcı olacaktır: "Eğer karşımdaki bir misafir ya da bir arkadaşım olsaydı, aynı durumda ne yapardım?" Başka sözler¬le ifade edelim: Bir işle meşgul olduğunu gördüğünüz halde çocuğunuzun hemen yanınıza gelmesini istiyorsanız, ona birkaç dakikalık uyan süresi tanıyın. O zaman sizin bir işle meşgul olduğunuzu gördüğü halde yanına gelmenizi istediğinde nasıl davranması gerektiğini bilecek¬tir. Çocuklar başkalarına saygı göstermeyi, anne ve babaların başka insanlarla nasıl ilişkide olduklarını izleyerek öğrenir. Bir garson, bir sekreter ya da bir banka müdürüyle nasıl bir yaklaşımla konuşuyorsanız, çocuğunuz da aynı şekilde davranacaktır. Çocuklar saygıyı yaşayarak öğrenir. Bu nedenle örnek olmanız gerekir.

Mahremiyete Saygı

Mahremiyete Saygı
Ailede her bireyin mahremiyetiyle ilgili bireysel hakkını yansıtan kurallar koymak çok önemlidir. Bu kuralları koymak için aile meclisini toplayın. İçeriye girmeden önce kapıyı vurmak, bir şeyi ödünç almadan önce sormak, başkalarının mektup¬larım açmamak, telefonda kiminle konuştuğunu sormamak ve kulak misafiri olmamak gibi kurallar oluşturun. Bunlar çocuklara rehberlik edecek ve zihinlerinde en kalabalık bir evde dahi mahremiyetin bulunduğu ve insanların saygı gös-terilmesi gereken mahremiyet haklan bulunduğu fikrini oluşturacaktır.

Saygı

Saygı
Eğer saygı hayatımız boyunca başkalarından görmek istediğimiz bir şey ise, o zaman bunu göstermek de öğrenmemiz gereken bir şeydir. Birisine saygı gösterdiğimizde, onu düşünmeye değer buluruz. Bir başkasına saygı gösterme çabasında bulunulduğunda verilen mesaj nettir: "Seni görüyorum ve sana değer veriyorum."

"Erdemli ve terbiyeli bir yaşam, her insanın sonsuz değer taşıdığı fark edildiğinde başlar."

Gruptan Dışlanma

Gruptan Dışlanma

"Grup" tarafından dışlandığı için üzüntü içinde kendilerine koşan çocuğa ebeveynlerin tepkisi çoğu kez şöyle olur: "Senin o arkadaşlara ihtiyacın yok."; "Sen onlardan daha iyisin, boş ver." veya "Seninle aynı değerde başka arkadaşlar bul." Oysa bir gruba mensup olmak yetişkinliğin bir parçasıdır ve bu çocuğunuz için çok önemlidir. Çocuğunuz arkadaşlığın bu yönüyle ilgili sorunlar yaşarken, aşağıdaki bazı hususları hatırlamakta yarar vardır:
• O gruba girmemesi için kendi duygusal açıkla¬
malarınızı iletmek yerine, çocuğunuzdan gruba
nasıl girilebileceğini öğrenin.
• Öteki çocuklarla veya onların anne-babalarıyla
karşı karşıya gelerek çocuğunuz için mücadele
etmeyin. Çocuğunuzun duygularını dinleyin,
sonra birlikte çocuğunuzun nasıl tepki göster¬
mesi gerektiği konusunda mutabakata varın.
• Çocuğunuzun kendisini kabul ettirmesini teşvik edin. Sizin göreviniz onun arkasında durmak, moral ve

duygusal destek vermektir.
• Çocuğunuzun öteki çocukların giydikleri tarzda
giysiler giymesine izin verin. On yaşından
küçükken normal ve farklı görünmemek çok
önemlidir. Kavgalarınızı tam da bu yaşlarda seç¬
meniz gerekir. Giysiler ve saç uzunluğu ya da
sırt çantasının şekli tartışma konularınız içinde
yer almaması gereken şeylerdir.
• Çocuğunuza onun yaşındayken başınızdan
geçenleri ve arkadaşlarınızı anlatın. Bu,
kişiliğine ve kendisi için talep ettiği şeylere
öfkelenmeden ya da nutuk çekmeden kendi
değerlerinizi çocuğunuza aktarmanın iyi bir
yöntemidir.
Çocuğunuz size ne söylerse söylesin, hâlâ sizin görüşünüze değer verir. Bu nedenle söz konusu sorunla ilgili olarak aşın duygusal olmamaya dikkat edin, yoksa sorunları kendi başına çözmesini zorlaştırırsınız ya da bir daha sorunlarını sizle paylaşmaz.

Ailede Arkadaşlık Kurmak

Ailede Arkadaşlık Kurmak

Eski bir deyiş vardır: Ailenizi seçemezsiniz, ama arkadaşlarınızı seçebilirsiniz. Ne var ki, aile için¬deki ilişkilerde arkadaşlığı seçmek sizin eliniz¬dedir. Arkadaşlarınızla nasıl karşılıklı etkileşim içine girdiğinizi düşünün. Enformasyon paylaşımı, birbirini destekleme, birlikte eğlenme, vb. Biraz gayretle ailenizde de bütün bu unsurları yaratabilirsiniz. Nasıl başlayabileceğinize dair bazı önerilerde bulu-nalım:
• Günlük olayları konuşarak herkesin
hayatında neler olup bittiğine ilgi gösterin.
• Özel sorular sorun. "İyi bir gün geçirdin
mi?" yerine, "Coğrafya sınavın nasıl geçti?"
veya "Boyamaya başladığın resmi görebilir
miyim?"
• Bulaşık yıkarken birlikte dans edin.


• Yağmur altında yürüyüşe çıkın.
• Gazetelerdeki, okuduğunuz bir kitaptaki ya
da günlük olayları birbirinizle paylaşın veya
bir çizgi romanı ailecek izleyin.
Çocukların da katılabileceği ailecek
tartışmayı teşvik edin.
• Hayal gücünü geliştirmek için, "Eğer insan¬
lar ayda yaşasaydı nasıl olurdu?" şeklinde
sorular sorun.
• Çocuğunuzdan okulda öğrendiği bir şeyi size
öğretmesini isteyin.
• Lahmacun, pizza akşamları veya birlikte
mektup yazma geceleri düzenleyin.
• Çocuğunuzla ilgili bir anıyı, bir olayı ya da
çocuğunuzun yaşamakta olduğu bir deneyi
gündeme getirin.
Çocuğunuza örneklerle arkadaşlığın inşa edile¬cek bir şey olduğunu öğretin; iyi bir arkadaşa sahip olmak hem zaman hem de çaba gerektirir.

Dostça Tartışmak

Dostça Tartışmak
Dostça tartışmanın nasıl yapılabileceğini öğrenmek çocuğunuzu sohbetlerde özgüvenli kılar. Aileyi toplayarak herkesin ilgi duyduğu bir konuyu konuşun ya da tartışın. Seçtiğiniz konu, "Kuşlar köpeklerden daha akıllıdır" gibi saçma olabileceği gibi, "Evsiz barksızların karnı nasıl doyar, konut sorunu nasıl çözülür" gibi ciddi de olabilir. Ya da kişisel bir soru ortaya atabilirsiniz: "Birdenbire hiç paran kalmasa ne yapardın?" Amaç serbestçe konuşmak, başkasının görüşlerini dinlemek ve sadece tek bir kişinin konuşmasını önlemektir. Bir konu hakkında söylenecek şeyler bittiğinde, başka bir konuya geçin. Başka birinin düşüncelerini, duygu¬larını ve görüşlerini tartışarak veya dinleyerek birbirinizi daha iyi tanıyacaksınız. Birbiriniz hakkında ne kadar çok şey bilirseniz, kendi¬nizi daha yakın arkadaşlar olarak hissedersiniz. Çocuğunuzun birkaç arkadaşıyla dostça tartışmasını teşvik edin.

Arkadaş Baskısı

Arkadaş Baskısı

Çocuk arkadaşlarının fikir ve düşüncelerine ebeveynin fikir ve düşüncelerinden daha fazla önem vermeye başladığı gün, anne ve baba dehşete düşer. Buna arkadaş baskısı denir ve yaklaşık olarak bu yedi yaşındayken, çocuk okulda başka çocukların ne söyleyip ne yaptıklarına baktığında başlar. Eğer daha iyi bir kompozisyon yazmaya esinlendiriyor, daha fazla spor yapmasına yol açıyor veya sınıf mümessilliğine adaylığını koymaya yön¬lendiriyorsa, arkadaş baskısı yararlıdır. Ne var ki, bu uyuşturucu kullanmaya, hırsızlık yap¬maya veya kardeşlere sataşmaya sevk ediyor¬sa, bir felakettir. Çocuğunuzun seçtiği arka-daşlar kişiliğini de etkiler. Bu nedenle eğer çocuğunuzun kimlerle arkadaşlık ettiğini ve bunların nasıl insanlar olduklarını

bilmek istiyorsanız, onları tanımalısınız. Altı ayda bir çocuğunuzun en yakın arkadaşlarını ve anne-babalarım çaya, yemeğe veya pikniğe çağırın. Gönüllü olarak okul aile birliğine girin. Böylece okulda ne olup bittiğini öğrenecek ve çocuk ve öğretmenlerle yakın ilişkide bulunacaksınız. Dedektif izlenimi ver-meden çocuğu izleyin ve her bir arkadaşının karakterini değerlendirin. Çocuğunuza bazı kişilerle arkadaşlık etmeyi yasaklamak yararlı olmaz. Bunun yerine söz konusu çocuğun kendi yaşamına yönelik olarak seçtiği davranışlar ve doğrultularla ilgili endişelerinizi anlatın. Eğer yardıma ihtiyacınız olursa, öğretmenlerle, dostlarınızla ve uzmanlarla konuşun.

Arkadaş Sorunlarına Yardımcı Olmak

Arkadaş Sorunlarına Yardımcı Olmak
Çocuklar açısından bugün arkadaş olup yarın ayrılmak, bugün bir gruba girip ertesi gün grubu terketmek normaldir. İşin güzel yanı, çocukların genellikle sorunlarını çözmeleri ve birkaç gün içinde tekrar arkadaş olmalarıdır. Ebeveynin yapabileceği en iyi şey çocuğun sorununu ken¬disinin çözmesini ve böylece ilişkinin nasıl işlediğini öğrenmesini sağlamaktır. Gene de çocuğunuzu dinleyerek ve meydana gelen durumlar üzerinde konuşarak olayı ustaca canlandırmak yararlı olur. Çocuğu dinlerken, size tasvir ettiği durumu anlıyormuş gibi tekrar¬layın: "Gözde artık arkadaş olmadığınızı söyledi". Sonra çocuğun duygularına sempati gös¬terin: "Ne kadar üzülmüşsündür, Gözde'nin en iyi arkadaşın olduğunu biliyorum." Çocuğa seçenekler sunun: "Kendisiyle konuşmayı denedin mi, telefonla arayıp konuşabilirsin." Ve onun yaşındayken arkadaşlarınızla aranızda olup bitenlerle ilgili benzer öyküler anlatın.

Neyin Var?

Neyin Var?
Kimi günler diğerlerine göre iyi geçer. Bizi sıkan bir olayın olduğu günlerde ise bunu dışa vurmak yararlı olur. En iyisi, birisiyle konuşmaktır, ama bunun gerçek¬leşmesi mümkün olmadığında çocuğunuza yazmasını öğretin. Ortası delinmiş, etrafı süslenmiş bir ayakkabı kutusu bu tür şikâyetlerin yazılıp içine atıldığı mekân haline getirilebilir. Amaç evi huzurlu, duyguların her yolla ifade edilebildiği ve aile fertlerinin birbirlerine arkadaş muamelesi yaptıkları bir yer olarak görmektir. Bu nedenle kötü bir günle bir aile ferdini ya da kendi¬nizi meşgul etmek yerine içinizi kâğıda döküp bunu kapının önüne bırakın.

Arkadaşlık Kurmak

Arkadaşlık Kurmak
Arkadaşlık her yaşta önemlidir. Arkadaş edinmeyi biliyorsanız, arkadaş bulmak kolaydır. Birinci adım, etrafınızda olmasını istediğiniz kişiyi seçmektir. Sizi güldüren, size doğru şeyi söyleyen, zeki, sizde kusur bulup asla azarlamayan ya da sadece birlikte olmaktan zevk aldığınız birisi... Çocuğunuzun sevdiği insanlar arasından bir "Arkadaş Listesi" yapmasına yardımcı olun. Adın yanına çocuk söz konusu kişinin şu anda niçin arkadaşı olduğunu ya da niçin bu insanla arkadaş olmak istediğini yazsın. Şimdi işin zor tarafını gerçekleştirmeli, ona "Arkadaşlar birlikte bir şeyler yapar ve deneylerini paylaşır" gibi sözler söyleyerek arkadaşlığın emek isteyen bir şey olduğunu açıklamalısınız. Söz konusu kişiyle zaten arkadaş olmuşsa, bunlar oluyor demektir. Ama olmuyorsa, o zaman bu kişiyle nasıl arkadaş olunacağını birlikte konuşun. O kişiye her gün bir soru sormak, birlikte yemek yemeyi ya da oyun oynamayı teklif etmek gibi basit hedefler koymalısınız. Fikirleri hayata geçirmek her zaman kolay değildir, özellikle de çocuğunuz biraz utangaçsa. Bu nedenle onu teşvik edin ve her gün nasıl bir ilerleme kaydettiğini sorun. Eğer çocuğunuz için arkadaş edinmek çok zorsa, arkadaş listesinde yer alan çocukların birinin anne veya babasıyla görüşün.

Arkadaş Olmak Demek...

Arkadaş Olmak Demek...
Çocuğunuzla arkadaşlığın ne olduğu üzerine konuşun. Kendi arkadaşlarınızı ve onları niçin sevdiğinizi anlatın. Kendi arkadaşlarını anlatan çocuğu dinleyin. Birlikte arkadaşlıktan söz eden bir kitap ya da kart yazın. Şöyle başlıklar koyabilirsiniz: "Benim için arkadaşlık demek...", "İstediğim arka¬daşım", "Arkadaşlık çok güzel bir şeydir, çünkü..." Çocuğunuz buraya arkadaşlıkla ilgili bütün düşüncelerini yazsın. Bu kitabı birlikte hazırlarken, arkadaşlık geliştirmek için harcadığınız yıllan onunla paylaşın; çocuğunuza arkadaşlık hakkında soru sorma ve kendi arkadaşlarıyla olan sorunlarını anlat¬ma fırsatı tanıyın. Bu kart ya da kitap saklanmalıdır. Böylece bir sorun çıktığında, çocuğunuz bir arka¬daşını artık sevmediğini ya da en iyi arkadaşının ken-disinden soğuduğunu söylediğinde, arkadaşlığın ne anlama geldiğini birlikte okuyup hatırlaya¬bilirsiniz.

Arkadaşlık

Arkadaşlık
Arkadaşlarımız hayatımızdaki harikulade mücevherler ve son derece güzel el işlerinden yapılma hazineler gibidir. Aklımıza yeni fikirler getirir, kim olduğumuzu ve kim olmak istediğimizi bizimle paylaşır ve bir süre için de olsa hayat yollarında bizimle yan yana yürürler. Aileni seçemezsin, ama arka¬daşlarını seçebilirsin, derler. Bir aile, arkadaş sahibi olmak için arkadaşlık sunmak gerektiğinden yola çıkarak fertleri arasındaki ilişkide arkadaşlığı seçerse, bu bir armağan değerindedir.
"Arkadaş, sizin hakkınızdaki her şeyi bilen ve her şeye rağmen sizi seven kişidir."
—Christi Mary Warner

Çocuğunuzun Dünyası

Çocuğunuzun Dünyası
Gün içinde çocuğunuza empatinin ne olduğunu göstermek için birçok fırsat çıkar. Aşağıdaki durumlardan herhangi birini ele alın: Çocuğunuzun en sevdiği yiyecek bitmiştir; ev ödevini bulamamaktadır; en sevdiği arkadaşı başka bir yere taşınmaktadır; saç biçiminden nefret etmektedir; vb. Biz bu sorunları kolayca aşabileceğimiz için çocuğumuzun da bunları kolayca çözebileceğini sanırız. Ancak bir an için ken¬dinizi çocuğun içinde bulunduğu zor durum-daymış gibi düşünün. O zaman onun
açısından bir ev ödevini bulamamanın sizin açınızdan iş hayatında önemli bir siparişi kaybet¬mek anlamına geldiğini hatırlayın. Bir süre için düşündükten ve çocuğunuzun sorununun öne¬mini kavrayabildikten sonra içinde bulunduğu duygulan ona yansıtın ve empati gösterin. Sizin bu örneğinizden çocuk bir şeyi başkasının gözüyle görmeyi öğrenecektir. Birisi için basit ve kolay çözülebilir olan bir şey, başkaları için zordur. Dinlemek ve anlamak bu nedenle bu kadar önemlidir.

Birlikte Televizyon İzleyip Tartışmak

Birlikte Televizyon İzleyip Tartışmak
Televizyonda birlikte yaşayan ve birbiriyle iyi geçinmeye çalışan insanları, aile durumlarını gösteren birçok program vardır. Bunlardan bir tanesini seçin ve ailecek izleyin. Artistlerin birbirlerine nasıl davrandıkları üzerine konuşun ve başka bir artiste empati gösteren artistin tutumunu öne çıkarın. Ayrıca davranışların empatik olmadığı sahnelere de işaret edin. Reklamlar sırasında televizyonun sesini kısarak insanların birbirlerine empatiyle davrandığı bir sahneyi ele alın. En önemlisi çocuklarınıza televizyonda gördükleri şeylerin çoğunun gerçek yaşamda tekrarlanmaması gerektiğini söylemek¬tir. Televizyondaki şovların çoğu insanlar arasındaki
çatışmalarla ilgilidir. Birbiriyle iyi geçinen
ailelerle ilgili şovların sayısı çok azdır.

Empati Örneği Olun

Empati Örneği Olun

Çocuğun empati göstermesi için başkalarının duygularını anlaması ve bunları paylaşabilme-si gerekir. Bu, etrafındaki kişilerde sık sık gözlemlemediği takdirde öğrenilecek bir beceri değildir. Çocuğunuzun empatiyi fark etmesi için şunları yapabilirsiniz:
• Çocuğunuz birini incitecek bir şey
yaptığında, kurbana yapılan şeyin aynısını ona yapmaktan uzak durun. Bunun yerine, dikkatinizi incinen çocukta ve onun duygularında odaklayın. Sonra çocuğunuzun incinen çocuğun kendini daha iyi hissetmesine yol açacak bir şey yapmasını sağlayın.

Birisinin empati gösterdiğine tanık olur olmaz, bunu çocuğunuza gösterin. Sizin hasta olduğunuzu bilen bir komşunun bir kap yemek getirmesi ne kadar güzeldir, üşüdüğünüzü gören bir çocuğun bir bat-taniyeyle çıkagelmesini takdir edin, vb.
Çocuğunuz okulda meydana gelen kaba-dayılıkları, ad takmaları ve eşek şakalarını anlattığında, rolleri değişme oyunu oynayın. Kendisini ağır şakaya maruz kalmış çocuğun yerine koymasını ve bu durumda neler hissettiğini sorun.

Tabiata Bakmak

Tabiata Bakmak
Tabiat görmezlikten gelinemeyecek ve kaçılamayacak şekilde etrafımızı sarmış olsa da, güzelliklerine bakıp ilgi göstermezsek, onun değerini bilemeyiz. Denediğiniz, sizin için özel olan bir şeye bakmak daha kolaydır. Çocuklarımızın dünyalarına özen göstererek ve etraflarındaki doğal çevreden huzur bularak büyümeleri¬ni isteriz. Birlikte bakarak onlara tabiata ilgi göstermeyi öğretin. Ayda bir kere bir hafta en küçük çocuk yat¬madan önce hep birlikte dışarı çıkıp gökteki aya bakın. Her gece büyümesini veya küçülmesini, gökyüzündeki yerinin değişmesini izleyin. Ay hakkında bir masal uydu¬run. Birisi başlasın, herkes bir-iki cümle eklesin. Bir kütüphaneden gökyüzündeki yıldızlan gösteren bir harita da alabilirsiniz. Yıldız kümelerini birlikte öğrenin ve izleyin. Gecenin sessizliğini dinleyin ve gökyüzündeki yıldız kümelerini tespit etmeye çalışın.

İzle ve Sasır

İzle ve Sasır
Eski bir deyiş vardır: "Onun ayakkabılarını giyip bir kilometre yol gitmeden hiç kimseyi yargılama." Başka birinin hayatını tahayyül etmek için işte size bir fırsat. Ne de olsa empatının temeli, bir başkasının ne hissettiğini anlamaktır. Başka birinin hayatını tahayyül etmezseniz, onun neler hissettiğini anlayamazsınız. Müsait bir gün şehir merkezine, bir parka ya da aile fertlerinizin dışında insanların bulundukları bir başka yere gidip bir saat geçirin. Bir süre insanları izledikten sonra birlikte oturup başka bir insanın hayatının nasıl olabileceğine dair hikâyeler uydurun.

Siz Yokken

Siz Yokken
Tatile veya iş gezisine gidecekseniz, evden ayrılmadan önce çocukların her biriyle yokluğunuzda kendisim nasıl hissedeceğini konuşun. Kendi çocukluğunuzda anne-babanız yokken neler hissettiğinizi anlatın. Her çocukla bir kaset bandı yapabilirsiniz. Bir masal veya şiir okuyabilir, gülebilir, şarkı söyleyebilirsiniz. Çocuğunuz kendini yalnız hissettiğinde bu kasedi koyabilir ve siz gittik¬ten sonra kendisini nasıl hissettiğini düşündüğünüzü anımsar. Mümkün olduğu kadar empati gösterin; bu çocuğa yansıyacaktır.

Teşekkür Ederim

Teşekkür Ederim
Bir ailede gün boyunca farkına varılmayan ve takdir edilmeyen o kadar çok şey gerçekleştirilir ki... Bugün teşekkür etme töreni için zaman ayırın. Hep birlikte oturun ve her sefer bir aile fer¬dinde odaklanarak herkes o kişiyi niçin takdir ettiğini anlatsın. Örneğin: "(filanca) seni takdir
ediyorum, çünkü Teşekkür ederim."
Teşekkürleri alelacele art arda dizmezseniz, herkes yaptıklarından ötürü kendini iyi hisseder ve gele¬cekte de işbirliğine açık olur. Herkes takdir gören kişi olma fırsatım elde etmelidir.

Not Yazın

Not Yazın ~
Empati başka birine şefkat göstermektir. Aynı durumda siz olsaydınız, ne yapılmasını ister¬seniz, onu yapmaktır. İlginizi göstermenin küçük bir yolu da evin değişik yerlerine desteğe ihtiyaç duyan kişiye notlar bırakmaktır. Banyodaki aynaya bir not bırakırsanız, sabahleyin gördüğü ilk şey bu not olacaktır; tabağına iliştirdiğinizde yemeğini gülümseyerek yiyecektir; arabasının camına da iliştirebilirsiniz. Bu tür notlar yazmak çok az zaman alır. Okuması basit olmalıdır: "Cesaret, başaracaksın!" "Seni seviyorum, en büyük sensin." "Bugün seni düşüneceğim." Bunu sadece bir kere bile yapsanız, çocuklarınız büyük bir olasılıkla bu eğlenceye katılmak isteyecektir. Bu nedenle evin belli bir yerine küçük bir sepet içine kâğıt-kalem koyun ve herkesi hafta içinde birkaç not yazmaya teşvik edin.

Hastabakıcılık Görevi

Hastabakıcılık Görevi
Anne ve babalardan hastalanan çocuklara evde bak¬maları beklenir. Niçin çocuklara da hasta bakmayı öğretmeyelim? Aile bireylerinizden biri hastalandığında bir "hastabakıcı nöbeti" koyun. Bu nöbet aile fertlerinin her birinin günün belli saatlerinde hasta olana bakmasını (su ve okuyacak şeyler vermek, konuşmak isterse onunla sohbet etmek, yemeğini yedirmek, üstünü örtmek, yürümesine yardım etmek, vb.) sağlar. Çocuğunuza, insanın kendisini iyi hissetmediği zaman ilgi görmesinin ne kadar güzel bir duygu yarattığını vurgulayın. Çocuk hastalanırsa, o da ailenin öteki fert¬lerinden aynı bakımı bekleyebilir. Çocuklar işe yara¬mayı pek sever ve çoğu kez büyük ilgi gösterir, ama ne yapacaklarını bilemezler. Bu, ne kadar iyi baktıklarını gösterebilmeleri için onlara bir şeyler öğretir.

Bakım

Bakım

Bakım bir yaşam tarzıdır; aile içinde olsun, dünyada olsun isteğe bağlı olan bir şey değildir. Aile birçok açıdan Mr bahçe gibidir. Hepimiz farklı hızlarla büyür, var kalmak için sevgi ve bağlılıkla beslenmeye ve kimi zaman da yabani otlanmızm ayıklanmasına ve yeni tohumların atılmasına ihtiyaç duyarız. Bir ailenin üyelerine verebileceği en büyük armağan, herkesin aile ve dünya bahçesinin bakımından sorumlu olduğu bilincidir. Herkes bakım için zaman ayırmalı, ara sıra yabani otlan ayıklamalı ve sulamak için kendi katkısını yapmalıdır. Böylece herkes destekleyici bir çevre içinde kendi kişiliğini geliştirebilir.
'Eğer onu canlı tutacak sevecen bir bahçıvan yoksa, bahçe çabucak ölür."
—May Sarton

Duyu Deneyimi

Duyu Deneyimi
İnsanın gözü bağlandığı zaman dokunma, tat alma, koklama ve duyma duyulan daha da uyanır. Aile fertlerinin yansının gözlerini bağlayın. Gözü bağlı herkesin, gözü açık bir eşi olsun. Gözü açık olan eş, gözü bağlı olanı bir duyu turuna çıkaracaktır. Yaratıcı olun ve akar suyun hissedilmesi; tatlı, ekşi, sıcak ya da soğuk bir yiyeceğin tadılması; bir ağaç kabuğuna, otlara ya da yumuşak bir tavşana dokunulmasını sağlayın. Gözü bağlı kişinin bur¬nuna yaklaştırdığınız şeylerin kokusunu alıp ala-madığını deneyin. Bu faaliyeti adeta olağanüstü bir şey veya bir mace-raymış gibi yavaş yavaş yaptırın. Ancak bu birbirinize kötü şakalar yapma oyunu değildir. Tam tersine, güveni öğrenme zamanıdır. Rolleri sık sık değiştirerek sıranın herkese gelmesini sağlayın.

Hayır Demeyi Öğrenmek

Hayır Demeyi Öğrenmek

Çocuğuna kötü dokunuşları öğretme görevini kimse sevmez. Ebeveyn olarak çocuğunuza bu dünyada kendilerini incitecek kötü insanların bulunduğunu anlattığınızda, onun dünyasını karartacağınızı düşünebilirsiniz. O zaman ne yapmalı? Bu konuda yazılmış değişik kitaplar ve broşürler bulunmaktadır. Hatırlanması gereken bazı noktalan sıralayalım:
Açık iletişim her şeyden önemlidir. Çocuğunuzu dinleyin ve sakın size anlattıkları karşısında duyduğunuz şaşkınlığı göstermeyin, yoksa size anlatmaz. Çocuğunuz, ne söylerse söylesin, ne olursa olsun, onu seveceğinize güvenmelidir. Utanç duymamaları için sık sık ve açıkça vücutları üzerine konuşun. Çocuğunuza kendisinin istemediği hiç kimsenin dokun¬maya hakkı olmadığını öğretin. Basit bir kucaklama da olsa, her¬hangi birine, herhangi bir zamanda dokunulmak istemediklerini söyleyebileceklerini vurgulayın.
Ailede güveni geliştirin ki, her zaman çocuğunuza inanabilesiniz. Herhangi bir şekilde kendisini rahatsız hissediyorsa, doğru git¬meyen bir şey var demektir. Bedeli ne olursa olsun, araştırmak ve

Toprakla Kucaklaşma

Toprakla Kucaklaşma

En son ne zaman toprağın üzerine uzanmak için zaman ayırdınız? Bir battaniye alıp bunu hemen bugün yapın. Gözlerinizi kapatın ve vücudunuz toprağa yapışsın. On beş dakika hareketsiz yatın. Bir aile kavgasından, iş yerinde ya da okuldaki zorlu bir günden sonra, bir karar alma arifesinde ya da sadece bir süre hayatı hissetmek istediğinizde, bu çok iyi gelir.

Masaj Treni

Masaj Treni

Herkes tren vagonları gibi arka arkaya otursun. Önünüzde oturan kişinin boynuna ve omuz¬larına masaj yapın. Beş dakika sonra herkes öteki tarafa dönsün ve önündeki kişinin boynuna ve omuzlanna masaj yapsın. Böylece kendisine masaj yapılmamış kimse kalmaz. Hep birlikte gülüp eğlenilir. Masajın neler hissettirdiğini anlattırmayı ihmal etmeyin.

El ve ayaklarda, üzerine bastırıldığında enerji boşaltan; stres ve rahatsızlığı dışarıya atan basınç noktalan vardır. Aşağıdaki iki resmi büyük bir kâğıda kopya edin veya birisi herkesin el ve ayakJanndaki noktalan belirlemesine yardım etsin. Eşler halinde noktalan çizmek de eğlencelidir. Aşağıdaki numaralan izleyin ve söylenenleri yapın:

1. Baş parmağı ayak baş
parmağının altına,
işaret parmağını üstüne
koyup ayak baş
parmağını sıkıştırıp
ovalayın.
2. Ayak bileğini iki yan¬
dan sıkıştırın.
3. Ayak baş parmağının
büyük kemiğini üstten
ve alttan sıkıştırın.
4. Ayak parmaklarının
her birini çekin ve sıkıştırın.


1. Her parmağın eklem
yeri (başparmak ve
işaret parmağı
kullanılmak suretiyle)
eşzamanlı olarak hem
avuç içi hem de üst
taraftan bastırılarak
sıkıştırılır.
2. Aynı şekilde baş par¬
makla işaret parmağı
arasındaki nokta
sıkıştırılır.
3. Bittikten sonra par¬
maklarınızın her birini
başparmağa dolayın ve
30 saniye kadar tutun.

Masal anlatmak

Masal anlatmak herkese keyif verir, özellikle de herkes masala bir şeyler katarsa. "Bir varmış, bir yokmuş, bir
zamanlar dokunuşun olmadığı bir ülke varmış" diyerek bir
masala başlayın. Herkes sırayla masala bir iki cümle katsın.
Masalı mümkün olduğu kadar eğlenceli ve hayali kılın.
Söylenecek şeyler bitinceye kadar masalı uzatın.

Dokunmaya Bayıldığım Şey

Dokunmaya Bayıldığım Şey

Birçok şeyi dokunuşu nedeniyle severiz. Bir kazak, evcil tavşan, yumuşak fırça, bir losyon veya başka bir şey. Herkese on dakika verin ve dokunmaya bayıldığı bir ile üç şey bulup getirsin. Yeniden bir araya gelindiğinde, herkes sırayla dokunuşunu sevdiği şeyleri diğerlerine ayrı ayrı verip onların da dokunmasını sağlasın. Herkes dokunduktan sonra da bu şeyi neden sevdiğini açıklasın.

Engelliler KPSS'ye girebilir mi?

Özürlüler KPSS'ye girebilir mi?

KPSS sonuçları hem memur hem de işçi alımlarında kullanılacaktır. İŞKUR özürlülerin işçi olarak atanabilmesi için bu sınava girmeleri gerektiğini belirtmiştir. Ancak, aynı şey memur kadrosu için geçerli değildir. Özürlü memur kadrolarına ait kontenjanlar her yıl Devlet Personel Başkanlığınca üç kez yayınlanmaktadır. Memur kadrolarına atanmak isteyen özürlülerin Devlet Personel Başkanlığınca
yayımlanan bu ilanlara başvuruda bulunması gerekmektedir. Diğer taraftan, DPB tarafından yayımlanan bu ilanlara da merkezi sınav (KPSS'ye) girilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.

Önceki memur sınavlarına girenler Temmuz 2007 KPSS'ye girmek zorunda mıdır?

Önceki memur sınavlarına girenler Temmuz 2007 KPSS'ye girmek zorunda mıdır?

Memur sınavlarının her birinin belirli bir geçerlilik süresi vardır. Geçerlilik süresi, sınav sonrasında açıklanan boş kadrolara müracaat edebilmek için gereklidir. Daha önce açılan sınavların geçerlilik süresi bitenlerin memur kadrolarına atanabilmesi için bu sınava girmesi gerekmektedir.

Sınavdan önce yapılan yaş düzeltmesi geçerli midir?

Sınavdan önce yapılan yaş düzeltmesi geçerli midir?

Kılavuzda, yaş şartının sınav tarihi itibariyle aranılacağı belirtilmektedir. Dolaysıyla sınavdan önce yapılacak yaş düzeltmeleri geçerli, sınavdan sonra yapılacak yaş düzeltmeleri ise geçerli değildir.
Mesleki bölüm bitirenler sertifika sahibi olmak zorunda değildir.

Düşük puan alan memur adayları nasıl atanır?

Düşük puan alan memur adayları nasıl atanır?

Yerleştirmeler tercih edilen birim bazında yapılmaktadır. Tercih edilen bir birimi tercih edenler arasında en yüksek puan alan aday kim ise o kişi kadroya atanmaktadır. Örneğin 60 puan alan aday kimse tercih etmediği için Van'daki bir kadroya atanabilirken; 95 puan alan, kendisinden bir puan daha fazla alan kişilerin de kendi tercih ettiği kadroları tercih etmesinden dolayı hiç bir kadroya yerleşememektedir.

Memurlar, KPSS-A kadroları için Temmuz 2004 KPSS sınavına girmeli midir?
Kamudaki müfettiş, kontrolör, denetmen ve uzman yardımcılıklarına ait kadrolar ile kaymakam adaylığı kadroları KPSS-A kadrolardır. Kılavuzda yer alan kadrolara başvurabilmek için mutlaka sınava girmek gerekmektedir. Bu konudaki zorunlulukta memur olan veya olmayanlar açısından bir farklılık bulunmamaktadır. Memur olarak çalışanlar Kılavuzda kurumlarca belirtilen yaş şartlarına uymak zorunda olduklarından bu hususu göz önüne alarak Pazar günkü oturumu katılmalıdır. Sadece istisnai durumlarda KPSS'ye girmeksizin belirtilen KPSS-A kadrolarına atanılabilmektedir. Bu da yeniden teşkilatlanan kamu kurumlarının yürürlüğe koydukları mevzuatlarda yer alan geçici madde hükümleri ile olmaktadır.

Memur olarak çalışanlar öğretmenlik kadrolarına atanmak için KPSS'ye girecekler midir?

Memur olarak çalışanlar öğretmenlik kadrolarına atanmak için KPSS'ye girecekler midir?

Memur olarak çalışanlar iki şekilde öğretmen kadrosuna atanabilir.

a- İstifa ederek: Her memur istifa ettikten sonra en az 6 ay hiç bir kamu kurumuna memur olarak (öğretmenlik dahil) atanamamaktadır. Yani, İstifa edilen tarih ile öğretmenlik kadrosuna atanılacak tarih arasında en az 6 ay olmalıdır. Usulüne uygun istifa edilmemiş ise 1 yıl boyunca memur olunamamaktadır. Bu durumdaki
adaylar KPSS'ye girip yüksek puan alarak öğretmenlik kadrolarına atanabilir. Ancak, 6 aylık bekleme süresini uymayanların bu durumlarının tespit edilmesi halinde görevlerine son verilir.


b- Nakil Yoluyla: Bu yolu tercih edecek kişilerin KPSS'ye girmesine gerek yoktur. Bunlar MEB'in Temmuz veya Ağustos'ta yapacağı açıklama üzerine, (eğer mezun oldukları bölüm itibariyle öğretmen alımı yapılıyor ve gerekli şartları taşıyorlarsa) nakil yoluyla atamalara başvuracaktır.

Üniversite mezunları KPSS'ye bir alt öğrenim düzeyinden (lise veya ön lisans) girebilir mi?

Üniversite mezunları KPSS'ye bir alt öğrenim düzeyinden (lise veya ön lisans) girebilir mi?

Hem 657 sayılı Kanunda hem de 3.5.2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan "Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Yönetmelik"te buna engel bir durum bulunmamaktadır. Ancak, 2004 KPSS Sınav Kılavuzu'nda "Sınav tarihinden önce mezun olmuş adayların, bir alt öğrenim düzeyinde sınava girmeleri halinde, bu sınavın sonuçlarına göre atamalarının yapılması mümkün değildir" açıklaması yapılmıştır. Sınavdan sonraki yerleştirmede ÖSYM tarafından yapılacağından, bir alt öğrenim durumundan sınava girildiğinin ÖSYM tarafından tespiti halinde, ilgili adayın sınav sonuçları ÖSYM tarafından dikkate alınmayacaktır. Örnek verecek olursak 2002 KPSS veya 2003 KPSS'ye üniversite mezunu olarak giren bir adayın KPSS'ye meslek lisesi mezunu olarak girmesi halinde bu durum ÖSYM tarafından kayıtlardan anlaşılabilir ve adayın tercihleri bu nedenle dikkate alınmayabilir.

Daha önce KPSS veya DMS ile yerleşenler veya memur olanlar 2007 KPSS'ye girebilir mi?

Daha önce KPSS veya DMS ile yerleşenler veya memur olanlar 2007 KPSS'ye girebilir mi?

Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Yönetmeliğin birinci maddesinde sınavın "ilk defa kamu hizmeti ve görevlerine atanacakların seçimi" için yapılacağı belirtilmektedir. Ancak, uygulamada memur olarak çalışanlar da bu sınava girmekte ve tercihte bulunabilmektedir. Konuyu iki başlık altına incelemek istiyoruz.

a- Çalışan memur istifa yoluyla, yerleştiği yeni kadroya geçiş yapabilir mi?

Bu oldukça riskli bir durumdur. 2003 yılında imam olarak çalışırken KPSS ile yerleştirildikleri öğretmen kadrolarına istifa ederek göreve başlayan 45 aday öğretmenin, bu durumlarının tespiti üzerine görevlerine son verilmiştir. Yukarıda açıklamış olduğumuz KPSS-A grubu kadrolara geçiş süreci aynen bu kadrolar
için de geçerlidir. Çünkü, bu durum nakil olarak değerlendirilmemektedir.


b- Çalışan memurlar istifa ederek hangi görevlere başlayabilir?

657 sayılı Kanunda yer alan ve istifa halinde en az 6 ay bekleme süresi öngören hükümler sadece memuriyet kadroları için geçerlidir. Yani bu süreler 657'e tabi kadrolardan 657'e tabi başka bir kadroya yapılacak atamalarda söz konusudur. Ancak, KPSS ile 657'e tabi olmayan kadrolara da atama yapılmaktadır. Örneğin KİT'lerde çalışan personel temel olarak 399 olarak adlandırılan bir KHK'ye (Kanun Hükmünde Kararname) tabidir. Şayet bir memur, KPSS'ye girer ve 399 tabi KİT'lerdeki bir sözlşemeli pozisyonu tercih eder ve puan durumuna göre buraya yerleşmeye hak kazanırsa, bu aday istifa ederek bu yeni görevine başlayabilir. Bu durum için muvafakat almaya gerek yoktur. Bu durum aynı şekilde şu an için 399'a tabi olarak çalışıp da daha sonra KPSS ile bir memur kadrosuna yerleşecek adaylar için de aynen geçerlidir.

KPSS'de taban puan uygulaması var mıdır?

KPSS'de taban puan uygulaması var mıdır?

DMS'nin aksine, KPSS-B Grubu kadrolara başvurabilmek için Yönetmelikte belirli bir puan sınırı getirilmemiştir. Bu nedenle, açıklanan ve Eylül'de başvuruları yapılacak KPSS-B grubu boş
kadrolarına sınava giren tüm adaylar başvurabilecektir. Yayımlanan kadrolar çok sınırlı olduğundan her adaya 15 tercih hakkı tanınacağı hususları göz önüne alındığında yüksek puan almayan adaylarının pek bir şansı yok.

Askerdeyken yerleşenlerin atamaları yapılacak mı?

Askerdeyken yerleşenlerin atamaları yapılacak mı?

Bilindiği üzere sınav ve yerleştirme iki farklı durumdur. Bu esnada bazı adaylar askerde olabilmektedir. Yargı yerlerince askerde olma durumu özür olarak kabul edilmekte ve bu adayların atamasının askerlik dönüşünde yapılması istenmektedir. Bu nedenle ataması yapılıp da askerde olması nedeniyle göreve başlayamayan adayların 60 gün içinde idare mahkemelerinde dava açması gerekmektedir.

B grubuna yerleşen bir aday daha sonra A grubu veya B grubu başka bir kadroya geçebilir mi?

B grubuna yerleşen bir aday daha sonra A grubu veya B grubu başka bir kadroya geçebilir mi?

657 sayılı Kanunun 54. maddesine göre adaylık süresi içerisinde (adaylık en az 1 yıl en çok 2 yıl dır) bir memurun başka bir kuruma nakli mümkün değildir. Ancak, 657 sayılı Kanuna tabi kurumlarda aday memur olarak görev yapmakta iken A Grubu kadrolara ait giriş sınavını kazanan kişilerin yapacağı geçiş nakil olarak
görülmemektedir. Bu nedenle aday bir memur, A Grubu kadrolara atanmaya hak kazanır ve kendi çalıştığı kurumdan muvafakat alır ise, sınavını kazandığı A Grubu kadroya geçebilir. Genel olarak kurumlar bu tür durumlarda muvafakat vermekle beraber, bazen de muvafakat verilmemektedir. Ancak, muvafakat verilmemesi halinde uğranılacak maddi kayıplar gerekçe gösterilerek İdari Yargı mercilerinde iptal davası açılabilir.


Aynı durum B grubu kadrolar için de geçerlidir. Bu konuyla ilgili Devlet Personel Başkanlığının görüşleri bulunmaktadır. Ancak, bu görüşler kamuoyuna duyurulmadığı için birçok kişi mağdur
olmuştur.

Mühendisler sınavda hangi oturumlara katılacak?

Mühendisler sınavda hangi oturumlara katılacak?

Mühendis kadrolarına yapılacak atamalar için müracaat edecekler KPSS-B'ye girmektedir. Buna göre mühendis kadrolarına atanmak isteyenler sadece genel kültür ve genel yetenek sınavına katılacaklardır. Bu kadrolar için adayların yabancı dil veya pazar günü oturumlarına katılmalarına gerek yoktur. Diğer taraftan,
alım yapılan ve KPSS-A olarak adlandırılan bazı müfettiş, uzman, kontrolör, denetmen yardımcılıklarına mühendislik fakültesi mezunlarının da başvurusu kabul edilmektedir. KPSS-A türü müfettiş, uzman, kontrolör, denetmen yardımcılıklarına girmek isteyen lisans mezunu adayların Cumartesi sabah oturumuna ek olarak yabancı dil ve pazar günü yapılacak Alan Bilgisi (Maliye, İktisat, Muhasebe, Hukuk vb.) oturumlarına da katılmaları gerekmektedir.

Hem KPSS-B hem de KPSS-A kadrosuna başvurmak!

Hem KPSS-B hem de KPSS-A kadrosuna başvurabilir miyim? Hem memurluk hem de öğretmenlik kadrolarına başvurabilir miyim?

Yapılacak sınav dört bölümden oluşmaktadır. Cumartesi sabah oturumu genel kültür ve genel yetenekten oluşmaktadır. Bu oturuma herkes katılacaktır. Cumartesi öğleden sonrası oturumu sadece öğretmen adayları içindir ve sabahki genel kültür ve genel yetenek oturumuna katılan öğretmen adayları bu oturuma katılacaktır. Pazar günkü oturum ise sadece müfettiş, uzman, denetmen, kontrolör yardımcılığı ve kaymakam adaylığı kadrolarına atanmak isteyenlerin katılması gereken bir oturumdur.

Sınavdan sonra ÖSYM adaylara tek bir puan değil 90'a yakın puan sonucu gönderilecektir. Cumartesi sabah oturumuna ait olan KPSSP3 puanı ile Eylül ayı içinde, KPSS-B kadrolarına başvurulabilecektir.

Cumartesi sabahı oturuma ek olarak cumartesi öğleden sonrası oturumuna da katılan öğretmen adayları için ise KPSSP10 puanı hesaplanacak ve bu puan öğretmen başvuruları için kullanılacaktır.

Pazar günü sabah ve öğleden sonrası oturumuna da katılan adaylar için ise Kılavuzda yer alan her KPSS-A kadrosu için ayrı bir puan hesaplanacaktır. Bu puanlar ile de daha sonra ilana çıkacak olan KPSS-A kadrolarına başvurulabilecektir.

Dolayısıyla bir aday KPSSP3 puanı ile KPSS-B kadrolarına, KPSSP10 ile öğretmenlik kadrolarına ve diğer KPSS puanları ile de KPSS-A kadrolarına başvurabilecektir.

Diğer taraftan, Önlisans mezunları KPSSP93; Ortaöğretim mezunları KPSSP94 puanlarını kullanacaklardır. Önlisans ve lisans mezunları sadece cumartesi sabah oturumuna katılacaklardır.

KPSS-B nedir?

KPSS-B nedir?

A grubu dışındaki tüm kadrolar B grubu kadrolar olup, bunlar için yapılan sınava da KPSS-B denilmektedir. Mühendislikten teknikerliğe, memurluktan hemşireliğe, mimarlıktan avukatlığa kadar atama yapılacak tüm kadrolara KPSS-B sınav sonucuna göre atama yapılmaktadır.

KPSS-A ne demektir?

KPSS-A ne demektir?

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki müfettiş, uzman, denetmen, kontrolör yardımcılıkları ile kaymakam adaylığı kadrolarına A grubu kadrolar, bu kadrolara atanabilmek için yapılan sınava da KPSS-A denmektedir. Örnek gerecek olursak, Maliye Bakanlığı Hesap Uzman yardımcısı, TEDAŞ Müfettiş Yardımcısı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Kontrolör yardımcısı kadroları KPSS-A kadrolardır. Bu kadrolara genel olarak SBF, Hukuk, İktisat, İİBF ve İşletme Fakültesi mezunları başvurabilmekte olup, nadiren de olsa bazı kurumlar mühendislik veya diğer dört yıllık bölüm mezunlarının da müfettiş, denetmen, kontrolör ve uzman yardımcılığı kadrolarına başvurabilmelerine imkan tanımaktadır. Ancak şunu belirtmek gerekmektedir: KPSS-A kadroları temel olarak İİBF, Hukuk, SBF, İktisat ve İşletme Fakültesi mezunlarına yöneliktir. Sadece çok az sayıda kurum bu fakülteler dışındaki fakülte mezunlarının da başvurularını kabul etmektedir. Bu kurumların hangi kurumlar oldukları, başvuru kılavuzunda yer almıştır.