14 Ağustos 2008 Perşembe

İletişim

İletişim
Eğer aile bir bina olsaydı, iletişim binanın her türlü kötü hava koşulunda ayakta kalmasını sağlayan temel olurdu. Aile içinde iyi bir iletişim varsa sorunlar çözülür, fikirlere kulak verilir, duygular ifade edilir ve samimiyet gelişir. İyi iletişim söz konusu olduğunda, görüşler farklı olsa bile, her zaman mesajların ardında sevgi vardır.

"Sevgiyi nasıl iletebiliriz? Üç şey gerektiğini
düşünüyorum. Kişiye ulaşmalı, ilişki kurmalıyız. Bütün
kalbimizle dinlemeli ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı
olmalıyız. O insanın anlayabileceği lisanla cevap
pğmnuz.süreklikonuşur. Dinlemeyi ve

Öfkenizi Anlamak

Öfkenizi Anlamak

ÖfkeJiyseniz, bu ardında bir nedenin bulun¬duğu anlamına gelir. Şimdi öfkenin ardındaki sorunu keşfetmeyle ilgili bir yöntem söz konusu edilecek. Ayrı ayrı arşiv kartlarına aşağıdaki cümleleri yazın:
• Yapmak istemediğim bir şeyi yapıyorum.
• Hoşlanmadığım bir şey oluyor.
• İhtiyaç duyduğum bir şeyi alamıyorum,
tstemediğim bir şeyi alıyorum.
• Yapmam gereken bir şeyi yapmıyorum.

Kartları bir havlunun altına koyun. Birinci kişi havlunun altından bir problem kartı seçip aşağıdaki üç soruyu cevaplasın:
1. Böyle düşündüğünde neler hissediyorsun?
2. Bu senin başına gelirse, ne yaparsın?
3. Bu soruna bir örnek verebilir misin?
Bir sonraki kişi başka bir kart seçip aynı soru¬lan yanıtlasın. Çoğu kez öfkemizin nedeninin bir başkası olduğunu düşünürüz. Ancak bir kere öfkenin bir sorunun göstergesi olduğunu görürsek, o zaman bir an için durup sorunun ne olduğunu araştırmaya başlarız.

Duyguları Renklerle ifade Etmek

Duyguları Renklerle ifade Etmek
Herkese renkli kalemler ve kâğıt dağıtın. Herkes geçirdiği günü düşünsün. Bir kalp, kare ya da baklava çerçevesi çizin. Herkes bu çerçevelerin içine renkli kalemlerle o gün yaşadığı duyguları ifade eden soyut şekiller ya da istediğini çizsin. Rengi, şekli, hareketi ve çizgiyi kullanarak duygularını ifade etsin. Herkes bitirdikten sonra, isterseniz resimler üzerinde bir sohbet başlatabilirsiniz.

Korkuyorum

Korkuyorum
Her anne-baba çocuğunun okul dönüşü şunları söylerken hissettiği acıya kişisel olarak tanık olmuştur: Okulun kabadayısı beni itip kakıyor, okula gitmekten korkuyorum; en iyi arkadaşım hakkımda dedikodu yayıyor ve ben bir şey söylemekten korkuyorum; yarına bir ev ödevim var ve ben ödevi sınıfın önünde okumaktan korkuyo¬rum... Çocukların da korkuları vardır. Çocuğunuz korktuğunda ona nasıl yardım edebileceğinize dair bazı önerilerde bulunalım:
• Onları dinleyin, korkularını anlamaya çalışın.
• Korkuyla baş edebilmek için bütün olasılıkları beyin fırtınasıyla
sıralayın. Size söylediği bütün fikirleri bir yere yazın ve bir plan
yaparak bunlar üzerinde konuşun.
• Rol yapın. Çocuk kendisi olsun, siz de söz konusu olan kişi
olun, bakalım ne yapacak? Böylece çocuk korkuyla
yüzleşmeden önce deney yapma ve rahatlama fırsatına kavuşur.
• Korkuyla baş etmek üzere atacakları adımları destekleyin.
• Ona kendi hayatınızdan sizi korkutmuş olan bir anı anlatın.

Duygulan Dansla ifade Etmek

Duygulan Dansla ifade Etmek
Mobilyaları bir kenara çekin ve bir yüzeyi darbuka olarak kullanın. Herkes sırayla darbuka çalsın ve sırayla şu duyguları ifade etmeye çalışsın: Sevinç, incinme, aptallık, kasvet, öfke, gerginlik ve huzur. Darbuka çalan hangi duyguyu çaldığım ilan eder, ötekiler de vuruşlara ayak uydurarak o duyguyu dans eder. Herkese darbukayı çalma fırsatını tanıyın ki, mümkün olan bütün duyguları sırayla ifade etme olanağı bulabilsin.

Öfkeyi Geride Bırakmak

Öfkeyi Geride Bırakmak
Kimi zaman öfkelenmek, "öfkelenmemekten" daha kolaydır. Çocuğunuza kendini yatıştırmayı öğrenmesinde yardımcı olun. Herkes kızdığı ya da gücendiği birine bir mektup yazsın. Ne hissediyorsa, kâğıda döksün. Korkmayın, bu mektubu hiç kimse okumayacaktır. Bu sadece sizin için yazılmış bir mektuptur. Yazma işlemi için en az yirmi dakika verin. Mektuplar bi¬tince, yazarlarını bir araya toplayın. Herkes yazdığı mektubu parçalarken, zihninden bir şeyi atma duygusunun ve sanısının tadına varsın. Parça parça kâğıtları bir yerde yakabilirsiniz de. Kimi zaman sadece yazmak bile insanın kendini daha iyi hissetmesine yol açar ve hatta kimi
zaman kötü duygular uçup gider. Çocuklarınızla bir kere bu faaliyeti yaptıktan sonra, birisine
kızdıklarında onları tekrar aynı şeyi yapmaya teşvik edin.

Başarısızlık Nedir?

Başarısızlık Nedir?
Başarısızlık bir şeyi istediğiniz gibi yapamamak değildir. Başarısızlık bir işi bozmak da
değildir. Bu, hiçbir şeyi doğru dürüst yapamama duygusudur ve başarının tam tersidir.
Günümüzde çocuklara konulan standartlar o kadar
yüksektir ki, bu çocuklarda yeteri kadar iyi
olmadıkları duygusunu uyandırıyor. Çocuğunuzun
başarısızlık korkusuna kapılmadan deneme cesaretini bulması için ne yapmalısınız? Çocuğunuzun yaptıklarını izleyin ve olumlu gördüklerinizi övün. Davranışlarınızla ona hayatın hem başarısızlık hem de basan içerdiğini öğretebilirsiniz. Çocukluk birçok kez denemek ve her sefer tam becerememektir. Çocukların her şeyde mükemmel olmaları beklen¬memelidir. Bu açıklamalar yardımcı olabilir, ancak çocuğunuzu her zaman için başarısızlık duygusundan koruyamaz. Başarısızlık hisseden çocuğu, bu duygu¬nun nasıl olduğunu kendiniz hatırlayıncaya kadar dinleyin. Ondan sonra çocuk kendisini anladığınızı görecektir.

Aktif Dinleme

Aktif Dinleme
Bir ailede, bazı kişiler sorunları çözerek ve tavsiyede bulunarak yararlı olduklarını düşünür. Gerçekte en büyük yardımı, sadece sorunu olan kişinin seçenekleri¬ni aktarırkenki duygularını dinlersek yaparız. Bu bir dinleme egzersizidir. İki kişi olun. Birisi işte, okulda, evdeki bir sorunu anlatsın. Öteki anlatılanı dinlesin. Dinleyen, duyduklarını tekrar etsin. Sadece dinleyin, soru sormayın ve sadece duyduklarınızı aynen tekrar¬layın. Tavsiyelerde bulunmayın ve çözüm önermeyin. Konuşmacının kendi fikirlerini ifade edinceye kadar konuşmasına izin verin. Sonra roller değişsin. Birisinin sizden bir öneri beklediğini hissettiğinizde yapılacak en iyi şey, ona tavsiye mi yoksa sadece dinlemenizi mi istediğini sormaktır.

Utanıyorum

Utanıyorum
"Utanç" sözcüğü küçük düşmek ya da sıkıntı duymakla karışık bir duygu yaratır. Anne-babalar olarak çocuklarımızın kendilerinden utanmasını istemeyiz. Onların yanlışlarından öğrenmesini ve bir dahaki sefere bir şeyi daha doğru ya da farklı yapmayı keşfetmesini isteriz. Suçluluk ve değersizlik yerine, yaptıklarını belirleme yön¬temleri tespit ederek kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmayı arzu ederiz. Bu nedenle çocuğunuz bir daha kardeşinin ödevini berbat ettiğinde, kazara bisikletiyle ara¬banıza çarptığında, uzak durmasını söylediğiniz sobada parmağını yaktığında ya da okulda pantolonunu ıslattığında ve yüzünde ya da davranışlarında utanç duyduğunu hisset¬tiğinizde, ona bir şey söylemeden duygularını ifade etme¬sine izin verin. Durumu düzeltmek için neler yapabileceğini kendisi düşünsün. Onu hâlâ sevdiğinizi söyleyin.

Eğlenceli Akşam Yemeği Sohbetten

Eğlenceli Akşam Yemeği Sohbetten
Bir cuma günü akşam yemeğinde herkesin o hafta içinde yaşadığı duygularla ilgili sıcak bir yarışma düzenleyin. Bir duygu seçip herkese sorun: "Bu hafta senin için en (eğlenceli, korkunç, üzüntülü, kızdırıcı, mutlu, utanç verici) deneyim hangisiy¬di?" Herkes o haftayla ilgili gerçek bir öykü anlatsın. Sonra aile fertleri her kategoride kimin kazandığını oylasın. Cuma akşam yemeklerinde bu faaliyetin gelenek haline gelmesi, aile fertlerini hafta boyunca öykülerini iyi anlatabilmek için duygularına karşı daha dikkatli hale getirir. Geleneği sürdürdüğünüzde, öykülerin de daha eğlendirici hale geleceğini göreceksiniz.

Gözyaşının Faydalan

Gözyaşının Faydalan
Üzüntümüzü dışa vurmanın en önemli araçlarından birisi, ağlamaktır. Oysa insan¬lar çoğu kez hassas görünmemek için ağlamaktan korkar. Erkek çocuklara sık sık sadece kızların ağladığı söylenir. Bu doğru değildir. Ağlamak da gülmek gibi herkesin yaşamının bir parçasıdır. Eğer çocuk ağlamanın kabul edilebilir bir şey olduğunu algılarsa, duygularını içine atacağına dışa vurur. İçinizden ağlamak geldiğinde, sakın öteki odaya koşmayın. Çocuklarınız ağladığınızı görsün ve onlara niçin üzgün olduğunuzu anlatın. Hem merhamet duy¬gusunu, hem de ağlamanın kötü bir şey olmadığını öğreneceklerdir.

Doğru Tepkiyi Vermek

Doğru Tepkiyi Vermek
Bizi yaralayan şeyler hepimizin başına gelir;
bir şeyler söylemek isteriz, ama nedense yapamayız. Herkes tepki göstermekte zor-landığı bir olay düşünsün ya da böyle bir olayı tahayyül etsin, örneğin: Bir grup çocuk bana kötü bir ad taktı; öğretmenin biri okul¬dan sonra beni cezaya bıraktı; patronum beni işten attı... Herkes bu olayı bir kâğıt parçasına yazsın, kâğıdı katlayıp bir şapkanın içine atsın. Herkes şapkadan bir kâğıt seçsin. Sırayla herkes kâğıtta yazılı olanı yüksek sesle okuyup bu durumda ne yapacağını söylesin. Söyleyecek bir şey bulamayan yardım isteyebilir ve ötekiler fikir verebilir. Belli bir duruma nasıl tepki verildiğini dinle¬mek çocuğun benzer durumlardaki cesaretini artırır.

Zorlu Duyguları Plastik Hamuruyla

Zorlu Duyguları Plastik Hamuruyla
Dışa Vurmak
Bir torba plastik hamuru satın alın. Bu oyun hamuru en çılgın, en kızgın, en kıskanç duyguların ifade edilmesinde kullanılacaktır. Bir parça plastik alın ve duygularınızı ifade eden herhangi bir şekil verin, sonra bunu sıkın, vurun, ayaklarınızın altına alın, fırlatıp atın ya da üzerinde tepinin. Canınız isterse, bunları yaparken sesler de çıkarabilirsiniz. Bir süre sonra gülmeye başlayacaksınız. Çocuklar bunu bir kere yaptıktan sonra sizden gene plastik hamuru isterlerse, şaşırmayın. Plastiği şekillendiren ve sıkıştıran birisine katılmak ve duygularını ifade etmesini teşvik etmek de eğlendiricidir. Bu faaliyet, serbestçe dile getirildiğinde, zor duyguların nasıl olumlu duygulara dönüştürülebileceğini göstermektedir.

Ben Erkeğim...

Ben Erkeğim...
Erkek çocukların da duygulan incinir, ancak erkek-liklerinden bir şey kaybetmemek için çoğu kez bunu açıklamazlar. Aşağıdaki oyun, herkesin duygularının incinebileceğini göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin oyuna katılması çok daha etkili olur: Oyuncuların biri, "eğer .... olursa, kendimi iyi hissederim" diye başlayarak bir deneyim anlatır. Öteki oyuncu ken-disini iyi hissettirecek bir başka şey ekler ve bu şekilde kimsenin aklına bir şey gelmeyinceye kadar herkes konuşur. Kimi zaman grubun kaç eklemede bulunabildiğini saymak da eğlenceli olur. Bundan sonra oyun "... oldu, duygularım çok incindi" diye başlar ve herkes bu kez buna eklemelerde bulunur. Son olarak da oyuna, "Kendimi kötü hissettim, çünkü..." cümlesiyle başlayın. Gene herkes buna eklemeler yapsın. Benzer durumların
başkalarında da aynı duygulara yol açtığına tanık olunduğunda, duyguları ifade etmenin normal bir şey olduğu görülür.

Zor Duygulara Tepki Vermek

Zor Duygulara Tepki Vermek

Değer verdiğimiz birisini incinmiş, kızgın ya da mutsuz gördüğümüzde ifade ettiği duygu¬ları dinlemek yerine bunları "gidermek" ihti¬yacı duyarız. Aşağıdaki oyun herkese dinle¬mekle "gidermek" arasındaki farkı göstere¬cektir. Küçük kâğıt parçalarının bir yüzüne "gider", öteki yüzüne de şunları yazın:
Delilik etme.
Üzülme.
Mutlu olmalısın.
O kadar da kötü değil.
Başka kâğıt parçaları hazırlayın. Bir yüzüne "dinle", öteki yüzüne de şunu yazın:

Kızgın görünüyorsun.
Endişeli olduğun izlenimi veriyorsun,
öyle mi?
Bu seni incitmiş olmalı. Mutlu görünüyorsun. Bu çok zor olmalı.
Kâğıtları katlayıp bir şapkanın içine koyun. Herkes bir kâğıt seçsin ve okusun. En yaşlı kişi, kızgın, endişeli ya da mutlu bir durum düşünüp anlatsın. Kâğıdında söz konusu duru¬ma uygun bir şey yazan, söylesin. Oyunu yöneten daha sonra yanıtın ne olması gerek¬tiğini ve "gider" veya "dinle" seçeneklerinin hangisinin o duruma uygun olduğunu açıklasın. Herhangi bir durum oluşturabilen, bunu açıklasın ve oyun devam etsin.

Öfkeyi Yönetmek

Öfkeyi Yönetmek
Çocuk kızdığı zaman intikam almak isteyebilir. Bu nor¬mal bir duygudur. O halde çocuğunuzu bu duygudan barışçı bir şekilde kurtulması için neden teşvik etmiyor¬sunuz? Bir kâğıt parçası verin; üzerine o işi yapan kişinin neyi hak ettiğini yazsın. Bitince çocuk yazdıklarını yüksek sesle okusun. Genellikle cezanın ağırlığı karşısında gülmeye başlayacaktır. Hiddeti geçtikten bir süre sonra, o kişiye karşı hissettiklerini hangi yollarla anlatabileceğini tartışın. Anne ve babalar da kızar. Aynı egzersizi yapabilirler, ama yazdıklarını yüksek sesle okumak yerine kâğıdı parçalayarak atmalıdırlar. Sonra kızdığınız kişiye neler hissettiğinizi anlatın.

Ruh Halini Belirlemek

Ruh Halini Belirlemek
Bir duygu 15 ile 30 saniye içinde gelir ve gider, oysa bir ruh hali günlerce sürebilir. Herkes moralin iyi ya da kötü olmasının ne anlama geldiğim bilir. Ancak ruh halimizin etrafımızdaki insanları nasıl etkilediğini her zaman anlamayız. Bu, fiilen evde iyi ya da kötü bir havanın esmesine yol açar. Önce moralin kötü, sonra da iyi olduğu bir ruh hali piyesi oynayın. Çalar saati on beş dakika sonraya kurun ve herkes morali bozukmuş gibi rol yapsın: Düşünceli, dik başlı, saldırgan, içine kapanmış, süngüsü düşmüş, küskün ve haklı... Saat çalar çalmaz, bu kez on beş dakika herkes morali iyiymiş rolünü oynasın: Yardımsever, dikkatli, cömert, tatlı, mutlu, özenli, enerjik, hoşnut ve sabırlı... Bu ruh halini oluştururken neler hissedildiği üzerine tartışın. Sonra da farklı ruh hallerinin başkalarında hangi duygulara yol açtığını konuşun.

Duygularla Yüzleşmek

Duygularla Yüzleşmek
Yorgunluk, öfke, mutluluk, endişe, korku, çılgınlık gibi birçok duygu gün boyu bizimledir. Çoğu kez bu duygu¬lar herhangi bir şey düşünmeden oluşuverir. Her yaştaki çocuğunuzla "duygularla yüzleşmek" oyunu oynayarak onlara duygularını teşhis ve ifade etmekte yardımcı olun. Kâğıt kalem alarak resim çizmeye hazırlanın. Herkes kendi yüzünü simgeleyen bir daire çizsin. O gün hissettiği bir duyguyu dairenin içinde resimlesin. Herkes bitirdikten sonra birbirinize resim¬lerinizi göstererek o duyguyu yaratan olayı paylaşın. Başkalarının duyguları hakkında ne kadar çok şey din¬lersek, hem kendimizi hem de birlikte yaşadığımız insanları daha iyi tanırız.

Duygular

Duygular
"Duygularımız bilgiye ulaştıran en içten yoldur." —Audre Lorde
Bir duyguyu sonuna kadar götürecek kadar cesursanız, doğrudan yüreğiniz¬den gelen bir bilginin sahibi olursunuz. Duygular hayatımıza damga vuran yön işaretleridir. Hissedilmeleri, ifade edilmeleri, dikkate alınmaları ve gerçekten nerede bulunduğumuzu ölçebilmek için değerlendirilmeleri gerekir. Harikulade güzel olan aşktan çetin öfkeye kadar bütün duygular çeşitli biçimlerde var olur. Duygu yaşamayı ve duygu alışverişini destekleyen aileler hayatın en derin armağanını tadar.
"Tüm kalbiyle ağlamayı bilmeyen tüm kalbiyle

Telesekreter

Telesekreter
Günümüzde birçok evde telesekreter bulunuyor. Bütün aileyi toplayarak yaratıcı bir mesaj düşleyin. Herkes hem tasarıma hem de banttaki kayda katılsın. Bir tatil dönüşü mesajı, doğum günü ilam ya da telefonu niçin açamadığınıza ilişkin gülünç bir neden gibi mesajı her hafta değiştirmek eğlencelidir. Göreceksiniz, dostlarınız "bu yaratıcı aile" şimdi ne yapıyor, diyerek sizi arayacaktır.

İşe Gitmek Nasıl Olur?

İşe Gitmek Nasıl Olur?
İşinizde kullandığınız işe yaramaz çekler, eski raporlar, hesap makinesi, telefon, mektupluk ve kartvizit gibi eşyalar toplayın. Çocuğunuza bunların her birinin nasıl kullanıldığını anlat¬maya zaman ayırın. Çocuğunuz hayal gücünü kullansın ve mahsuscuktan sizin işinizi yapıyormuş gibi oynasın. Bilmek istedikleri her konuda soru sormaya teşvik edin. Yetişkin arkadaşlarınız arasında çocuğunuzun ilgisini çeken bir işe sahip olan birisi varsa, sorularını sorabileceği bir görüşme ayarlayın. Hangi mesleklerin var olduğunu ve insanların her gün işte ne yaptıklarını bilmek çocuğunuzu düşünmeye sevk edecektir. Sevebilecekleri meslekler hakkında onlara fikir verecektir. Kim bilir? Akşamın sekizinde yapılan bir görüşme belki de yirmi yaşında seçilecek bir mesleği etkileyebilir.

Hediyeyi Hayal Etmek

Hediyeyi Hayal Etmek
İyi bir hayal gücüne sahip olmak çocuğunuza hemen hemen her durumdan kendi tarzına göre çıkması için düşünmeyi öğretir. Paranız yoksa, yaşamak için yöntemler bulmanıza yardım eder. İşiniz kötü gidiyorsa, hayal gücüne sahip kişi yaratıcı çözümler bulur. Bir arkadaş acı veren bir şey yaptığında düşünen çocuk çözümler üretir. Bu tür yaratacılığa örnek verelim: Bir doğum günü öncesinde ya da sınıf geçme sonrasında paranız yoksa ve hediye alamayacak durum-daysanız, şunu yapabilirsiniz: İç çamaşırınızı üçe bölüp kalbe gelecek kısmına çocuğunuza hediye etmek istediğiniz şeyin resmini yapıştırarak istediği şey biçiminde bir paket yapın. Sonra çocuğunuz bu yapıştırılmış resimlere bakarken, ne yaptığınızı ve niçin yaptığınızı ona anlatın. Çocuğunuz parasal zorluklar içinde olduğunuzu zaten bildiği için, sadece bir resim olarak da olsa istediği hediyeyi kalbinize yazdığınızı görmek onu mutlu edecektir. Bunu başka neden¬lerle de yapabilirsiniz.

Bulut Öyküleri

Bulut Öyküleri
Doğa da hayal kurar. Kendini her an bulutların hareketiyle yeniden şekillendirir. Herkese üzerinde yatabileceği bir battaniye verin ve gökyüzünün bulutlarla dolu olduğu bir gün açıklık bir yere gidin. İlk önce şekillere bakarak başlayın. Bulutların size nasıl göründüğünü bir¬birinize anlatın. Hayal gücünüzü kullanarak gördüğünüz şekillerle ilgili öyküler uydurun. Bir bulut padişahını, sihirli beyaz balinayı ya da bütün dünyayı iyileştirecek kremalı pastayı göre¬bilirsiniz. Öyküleri dinleyin ve hikâye akışında duraksama olduğunda birbirinize yardım edin. Hayal gücünüzü kullanmak zihninizde gezintiye çıkmak gibidir. Hayal gücü yüksek büyük düşünürler bilgisayarı icat edenlerdir, yeni ilaçları bulanlardır, roman yazanlardır... Çocuğunuzu hayal kurmaya teşvik edin.

Büyük Düşünürler

Büyük Düşünürler
Tarihteki büyük düşünür ve sanatçılar yapıtlarını ilk önce tasavvur etmeleriyle ün kazanmışlardır. Çocuklarınızı Leonardo da Vinci, Isaac Newton, Wolfgang Mozart ve Albert Einstein gibi kişilerin yaşam öykülerini okumaya teşvik edin. Onlarla insanlığın yaratıcılık yolundaki en önemli araçlarından birisinin hayal kurmak ve problem çözmek olduğu hakkında konuşun. Çocuklarınızın bu beceriyi kazanmasını teşvik edin. Aptalca ya da pratik değil gibi görünen fikirleri olsa da, işe yara¬maz olduklarını söylemek yerine bunları onlarla paylaşın. Kendilerinin eklediğini belirttikleri görüşleri geliştirin. Bu, hayal ettikleri şeyi önemli hale getirir. Ve sonuç alıcı bir düşünme egzersizidir.

Kanalları Değiştirin

Kanalları Değiştirin
Ailecek televizyon izlerken, herkesin seyretmek istemediği bir programı nasıl değiştirdiğine dikkat edin. Çocuğunuza stresli, endişeli ve korkulu bir şey yaşarken ya da böyle bir şeyi düşünürken zihnindeki kanalı nasıl değiştire-bileceğini öğretin. Örneğin şunları yapa¬bilirsiniz: Hoş olmayan olay ya da düşünce pat¬lak verdiğinde ona gözünü kapatmasını ve zih¬ninde bir arkadaşla oynamak, ormanda oturmak, güzel bir kitap okumak gibi kendisini yatıştıracak ya da daha iyi hissettirecek bir şeyi canlandırmasını söyleyin. Hatta iyi ruh hali kanalı, cesaret kanalı ya da sabır kanalı gibi, ihtiyaç doğduğunda tekrar geri çağırabileceği farklı kanallar bile geliştirebilir.

Geleceğinizi Hayal Etmek

Geleceğinizi Hayal Etmek
Düşlerin bir kısmı geleceğinizin nasıl olacağını hayal edebilmekle ilgilidir. Çocuklar her zaman kendi gelecek¬lerinde nelerin olmasını istediklerinin bilincinde değildir. Farklı seçenekler üzerinde konuşmak ve neyin mümkün olabileceğini düşündüğünüzü anlatmak, gele-cekle ilgili bir hayal kurarken düş güçlerini kullan-malarına yardımcı olur. Herkese bir afiş panosu, yapışkan, makas ve eski dergi verilsin. Hayatında olmak istediğiyle ilgili resimleri keserek işe başlasın. Gerçekçi olunmasın. Zihin serbest bırakılarak hayalperestlik yapılsın. Afişe, sözcükler, elle çizilmiş hayaller, fotoğraflar ya da istenen her şey konulsun. Herkes kendi afişini tamamladıktan sonra burada aksettirilen hayaller ve ne anlama geldikleri üzerinde konuşmaya zaman ayırın.

Hayal Kurmak

Hayal Kurmak
Eğer bir zihne hayal ederek yükseklerde özgürce uçma özgürlüğü tanınırsa, içsel görüş değişir ve dünya farklı görülür. Her çocuğun düş kurmasına, düşüncelerine, yazılarına, icatlarına, şaheserlerine ya da kavramlarına sınır koymamasına izin verin. Bir çocuğun hayal gücü teşvik edilirse, gelişmeye ve yaratıcılıkla üretmeye devam edecektir. Unutmayın, hayal ettiğinizi ola¬bilirsiniz.
"En yükseklerde uçurabileceğiniz uçurtmalar hayallerinizdir."

Doğada Tek Başına

Doğada Tek Başına
Aile olarak doğayı keşfetmek çok eğlencelidir. Bütün bir günü ya da öğleden sonrayı en sevdiğiniz ormanlık alanda geçirin. Ailedeki her çocuk için bir yumak sicim alın. Açık havadaki yerinize ulaştıktan ve "ana üssünüzü" kurduktan sonra, vahşi ormanda tek başına serüvenlere çıkmak isteyen çocukların her birinin beline bir sicim bağlayın. Sonra, sicim yumağını çekerek geri dönme konusunda kendilerini güvende hissedecekleri için, onları tek başlarına araştırma yapmaya yollayın. Eğer çocukların hepsi doğada tek başına araştırmaya çıkacak yaşta değilse ya da buna ilgi duymuyorsa, ana üssün civarından topladıkları şeylerle bir sanat eseri yapabilirler. Eğer çocuğunuz ana üssün yolunu tek başına bulacak kadar büyükse, o zaman kolunda bir saat olmasını ve belli bir saatte geri dön¬mesini sağlamalısınız.

Çocukların Zamana ihtiyacı Vardır

Çocukların Zamana ihtiyacı Vardır
Çocukların kendi ilgi alanlarını geliştirmeleri için zamana ihtiyacı vardır. Ancak anne ya da babanın biraz desteğine de gereksinim duyarlar. Sürekli olarak çocuğu oyalamak ebeveynin işi değildir. Çocuklar kendi kendilerini motive etmeyi ve tek başlarına oldukları zamanı olumlu bir şekilde geçirmeyi öğrenmelidir. Burada bunun nasıl başlatılacağını aktaracağız. İlgili göründükleri konu¬lara, hakkında konuştukları şeylere, sordukları soru¬lara ve yüzlerine canlı bir ifade veren olgulara dikkat edin. Yapmak istediklerini daha fazla keşfedebilmek için onlarla sürekli sohbet edin. İyi dinleyin ve sonra onlara uygun düşecek ilgi alanları önerilerinde bulunun. Sizin göreviniz cesaret ver¬mek, desteklemek, temin etmelerine yardımcı olmak, beceriler öğretmek, istendiğinde göz kulak olmak, onaylamak ve başarılarını yüceltmektir.

Düşünme Zamanı

Düşünme Zamanı

Bireysel zaman düşünmek istediğiniz her şeyi keşfetmek için bulunmaz bir fırsattır. Bazen "gündüz rüyası" adı da verilen bu süre içinde özel hiçbir şey düşünmemek genellikle tavsiye edilmez. Gerçekte bu çok hoş bir şeydir. Herkes on dakika için tek başına evin bir köşesine çekilip düşünsün. Sizi mutlu eden şeyleri, sevdiğiniz insanları, git¬mek istediğiniz yerleri, yaz tatilini, bir sonraki doğum gününüz gibi şeyleri düşünün. On dakika sonra yeniden bir araya gelin ve çocuklara bundan hoşlanıp hoşlanmadıklarını anlattırın. Kendilerini rahatsız, üzgün veya sıkkın
hissettiklerinde bu düşünme zamanını uygulamaya teşvik edin.

Engellenmemek

Engellenmemek
Engellenmeyeceğinizden emin bir şekilde hiç evinizde din-lendiniz mi? Eğer böyleyse, bundan bütün aile yarar sağlaya¬caktır. Akşam iki saat her şeyi bir kenara bırakın. Telefonu çekin, televizyonu, radyoyu ve bilgisayarı kapatın. Sonra misafirleri bilgilendirmek üzere kapıya evde olmadığınıza dair bir not asın. Bunu evde herkesin birlikte olduğu bir akşam yapın. Bu esnada ne bir iş, ne ev işi, ne ev ödevi, ne de yapılması gereken günlük bir iş, hiçbir şey yapmayın. Sadece tek başınıza ya da hep birlikte hoşunuza giden bir şeyle meşgul olun. Eğer engellenmeme zamanı hakkını kul¬lanırsanız, dünya gailelerinden uzaklaşmış olduğunuz duy¬gusunu tadarsınız.

Hobi Öyküleri

Hobi Öyküleri
Bir hobi sahibi olmak sanıldığından da önemlidir. Hobi, başarma duygusu verir, rahatlatır ve tek başına yapılabilir. Hobi çocuğa kendisini oyalamayı, bir şeye nasıl ilgi duyulacağını ve bu ilgiyi nasıl başkalanyla paylaşacağını öğretir. Eğer çocuğunuzun müzik dinlemek, herhangi bir şeyin kolleksiyonunu yapmak, okumak, resim yapmak, şiir yazmak, çiçek düzenlemek, fotoğraf çekmek gibi kişisel bir hobisi yoksa, bu fikri ona aşılamak için zaman ayırın. Kendi hobinizin ardındaki öyküyü anlatmak, bunun için iyi bir başlangıç tarzıdır. Nasıl başladığınızı, size kimin yardımcı olduğunu, bu uğraşta neyin hoşunuza gittiğini, hobinizle meşgul olurken neler hissettiğinizi ve bundan neler öğrendiğinizi anlatın. Çocuğunuzun o güne kadar sahip olduğu ilgi alanlarını tartışmaya zaman ayırın. Birlikte hoşlanacağı bir hobiyi başlatma karan alın ve başlangıçta ona yardım edin. Çocuğun davranışlannda sizi örnek aldığını unutmayın. Eğer bütün gün oturup televizyon seyrediyor¬sanız, o da aynı şeyi yapacaktır.

Sessizliğin Sesi

Sessizliğin Sesi
Birçok ailenin günlük yaşamında o kadar çok hengâme olur ki, durup sakince dinlemek için zaman kalmaz. Oysa sakin bir şekilde oturup etrafımızdaki sesleri dinlediğimizde, dünya capcanlı görünür. Herkes on dakika sakin otursun, gözlerini kapatsın ve hiçbir şey yap¬madan dinlesin. Bunu hep birlikte evden dışarı çıkarak ya da evin içinde yapabilirsiniz. Çalar saati kurun. Saat çalar çalmaz, herkes toplanıp işittiklerini ve sessizce dinlemenin nasıl bir şey olduğunu anlatsın.