19 Ağustos 2008 Salı

Barışa Uzan

Barışa Uzan
Dünyada barış, ailede barışla başlar. Elini uzat şarkısını anımsayın. Aile elimizi başkalarına uzatmayı öğrendiğimiz yerdir. Bir araya gelmeye zaman ayırın ve bir halka yapın. El ele tutuşun ve birkaç dakika gözlerinizi kapatın. Bu süre içinde aileniz, arkadaşlarınız ve insanlıkla ilgili güzel şeyler düşünün. Bu tür anlarda çocuklar aile için kutsal olan değerleri anımsar.

Kucaklaşma

Kucaklaşma
Hep birlikte kucaklaşma özellikle çocukların hoşuna giden bir şeydir. Birden fazla çocuğu olan anne-babalar hep birlikte kucaklaşmayı uygular. Herkes akşam yatağa gitmeden ya da sabah evden dışarı çıkmadan önce hep birlikte kucaklaşmaya zaman ayırın. En uzun kişiyi ortaya alıp etrafında halka oluşturarak kucaklaşmaya başlayın. Bir-iki-üç diye sayın ve herkes kollarını sarsın. Sırayla herkes halkanın ortasına girsin. Bu tür kucaklaşma, herkesin her gün isteyeceği kadar keyiflidir.

Elini Ovuşturun

Elini Ovuşturun
Kim eline masaj yapılmasını istiyor? Bir eş bulun. Birinci kişi gözlerini kapatıp masaj yapılması için ellerini uzatsın. Masajı yapan ikinci kişi gıdıklamak, çekmek, ovmak, kaşımak ya da sıkmak gibi denemeler yapsın. Eline masaj yapılan kendisini hangisinin rahat¬lattığını tespit ettikten sonra, bu masajı beş ile on dakika sürdürün. Sonra değişin. Masajın daha iyi gelmesini istiyorsanız, masaj yapılan ele nebati yağ sürün.

Stres Atmak

Stres Atmak
Stres içinde ve duygusal olarak gerilmiş bir aile fer¬dini gördüğünüzde, stresinin bir kısmını giderip gideremeyeceğinizi sorun. Elinizi omuzlar, sırt, baş ya da kolların üst kısmı gibi vücudunun bir bölge¬sine koyun ve en az bir dakika tutun. Elinizi koyduğunuz yere yoğunlaşarak kaslarını gevşetsin. Stresin eliniz üzerinden akıp gittiğini tahayyül ederken derin derin nefes almasını söyleyin. Kötü bir gün geçirdiğini fark ettiğiniz aile ferdine bu terapiyi gönüllü olarak uygulayın.

Dokunuş

Dokunuş
Bir bebeğin ilk deneyimleri onu saran kollar, bir kalbin atışı ve anne-babasmın koynunda yatarken hissettiği tenin dokunuşudur. Dokunuş, beşikten mezara kadar hepimiz için büyümek ve gelişmek açısından yaşamsal olan bir ihtiyaçtır; tek bir sözcük kullanmadan birbirine bağlılık ve ilgiyi iletme yeteneğine sahiptir. Aile dokunuş aracılığıyla sevgi alıp ver¬menin değerini öğrendiğimiz ilk ve en önemli yerdir.

Cevap Verme Süresi

Cevap Verme Süresi
Bulabildiğiniz her fırsatta çocuğunuzu bir şey hakkında düşünmeye teşvik edin. Örneğin şöyle yapabilirsiniz: Size güzel bir soru sorduğunda, bir konu hakkında görüşünüzü almak istediğinde ya da nasıl çözeceğini bilemediği bir problemi aktardığında, sohbeti koyulaştırmak üzere ona şunları söyleyin: "Bunun üzerine düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var; o nedenle şimdi susacağım. Niçin sen de birkaç dakika düşünmüyorsun? Sonra birbirimize düşüncelerimizi açarız." Bu tür bir etkileşim çocuğunuza onun fikir ve düşüncelerine değer verdiğinizi gösterir.

Sesli Mektuplar

Sesli Mektuplar
Küçüklerin şarkı söylediği, öyküler anlattığı, şiir okuduğu ya da anılarını paylaştığı bir kaset bandı kadar yürek ısıtıcı bir şey olabilir mi? Ailecek böyle bir bandı kime göndermek istediğinize ve bantta neler olması gerektiğine karar verin. Ya çocuklardan birine herkesin katkısını banda alma görevini verin ya da bu işi ailecek hep birlikte yapın. Bu bandın kopyalarını hazırlayıp başkalarına da göndermek mümkündür. Postaya vermeden önce, bandın üzerine herkesin imza atmasını sağlayın.

Soran

Soran

Ailenizin bir iletişim tarzı var mıdır? Bazı seçenekleri aşağıda bulacaksınız:
• Fare Tarzı: Ağlamak, sızlanmak, yakınmak ve
dilenmek.
• Canavar Tarzı: Bağırmak, korkutmak ve tehdit
etmek.
• Açık Tarz: Şeyleri abartmadan veya
sulandırmadan olduğu gibi söylemek ve talep
etmek.
Farz edin ki, cumhurbaşkanı evinize yemeğe geli¬yor; ev berbat durumda, yemek yok ve bütün tabaklar kirli. Bu sorunu ilk önce fare tarzıyla çözmeye çalışın. Fare tarzının beyhudeliğini denedikten sonra aynı sorunu canavar tarzıyla hal-letmeyi deneyin. Canavarlar birbirlerini yemeye başlamadan önce dolaysız iletişimi kulla¬narak sorunu açık tarzla çözmeye çalışın.

Mektup Yazma Akşamı

Mektup Yazma Akşamı


Mektup almak ne kadar güzeldir! Çocuklarınıza mektup göndererek başkalarını sevindirmeyi öğrenmelerine yardımcı olun. Bir mektup yazma akşamı düzenleyin. Mektup yazma akşamında kullanılmak üzere kâğıt, kalem ve kartpostal hazır edin. Güzel bir müzik açın, bisküviler koyun ve birlikte olmanın tadını çıkartın. Mektup yazmak ya da resim gönder-mek isteyebilecek olan herkese hasta olduğunu ya da zor bir dönemden geçtiğini bildiğiniz bir tanıdığın adını verin. Ortak bir mektup takvimi oluşturmak da isteyebilirsiniz. Buraya dost ve akrabaların doğum günlerini kaydedin. Herkes kime hangi tarihte mektup gönderdiğini işlesin. Gelen mektuplar da takvime girilsin. Daha
küçük bir çocuğa daha büyük bir part¬ner vererek imla ve fikir açısından

Zamanı

Zamanı
Bir insana kendisine söyledikleriniz üzerinde düşünmesi için süre vermek çok güzel bir armağandır. Düşünmek zaman ister. Ailenizdeki herhangi birinin ne düşünmesini isterdiniz? O kişiye bir not yazın veya sizin bir fikriniz, endişeniz ya da sorunuz üzerine düşünmesini ken¬disinden rica edin. "Benimle birlikte alışverişe gitmeyi... gelecek yıl tatilini nerede yapmak istediğini... evdeki işlerini sabahleyin bitirmeyi... okul balosuna gidip gidemeyeceğimi... bana zaman ayırmayı düşünür müsün?" Bir süre geçtikten sonra, bu konuyu düşünüp düşünmediğini veya düşünmek için daha fazla zamana mı ihtiyaç duyduğunu sorun. Eğer bir şeyi düşün¬meniz sizden talep edilirse, düşüncelerinizi tartışabilmek için o gün veya ertesi gün içinde bir saat belirleyin. Bir çocuk konuşma ihtiyacı içindeyse ve sizin de aceleniz varsa, şunları söylemek çok önemlidir: "Seni dinle¬mek isterim, ama şimdi mümkün değil, saat sekizde konuşabilir miyiz?" Ancak buna uymaya gayret edin ve saat sekizde konuşmak için siz çocuğunuzun yanına gidin.

Bir Şeyi Sonuna Kadar Anlatmak

Bir Şeyi Sonuna Kadar Anlatmak
Eğer sizi özellikle sıkan bir şey varsa, üç beş cümleyle duygu ve düşüncelerinizi dışa vur¬manız pek kolay değildir. Çoğu insan rahatça konuşabilmek için gevşemek ve söyledik¬lerinin dinlendiğini hissetmek ister. Sırayla herkese kendi düşüncelerinin ince ipliklerini — izleyebilmesi için süre tanıyın. Konuşmacı o sırada onu sıkan ne varsa o konuyu seçsin ve anlatmaya başlasın. Konuşmacı düşüncelere dalmışken, dinleyiciler nefes almalı ve sabır göstermelidir. Anlatılanın bittiğine konuşmacı karar verir. Konuşanın çok zamana ihtiyacı olduğu için sıra herkese gelemeyebilir. Herkese sıra gelebilmesi için tekrar ne zaman buluşacağınıza karar verin.

Tartışma Kutusu

Tartışma Kutusu
Ailecek yemek yedikten sonra veya herkesin bir arada bulunduğu bir sırada herkes bütün aileyle birlikte tartışmak istediği bir konuyu yazsın. Bu, herhangi bir haber, okulda öğrenilen bir şey, tatil seçenekleri, okulun kabadayısıyla nasıl baş edileceği, ahlaki bir konu ya da bir aile bireyinin tartışmak istediği herhangi bir şey olabilir. Bütün konular kat¬lanır ve bir kutuya konur. Bir tane çekin ve ailecek iyi dinleme özellikleri göstererek, başkalarının görüş ve fikirlerine saygı duyarak ve birbirinizin sözünü kesmeyerek bunu konuşun. Eğer herkesin hoşuna gidiyorsa, her akşam bir tanesini seçin. Yeni fikirlerin eklen¬diği bir fikir kutusu yapabilirsiniz. Otomobille yolculuğa çıktığınızda, tartışma kutunuzu yanınıza almayı unutmayın.

Dinleme Becerisi Egzersizi

Dinleme Becerisi Egzersizi
Spor, okuma, müzik aleti, yabancı dil gibi çok şeyin egzersizini yaparız. İnsani becerilerin egzersizini yapmak da aynı ölçüde önemli değil midir? Çocuklar örneklerle ve deneylerle öğrenir, bu nedenle bu dinleme becerisi oyunu onlara her ikisini de sağlayacaktır. Birisi konuşsun, öteki dinlesin. Dinleyen ilkönce kötü dinleme özellikleri göstersin (başını konuşan kişiden başka tarafa çevirmek, dikkatini başka yöne vermek ya da dalgın olmak, bir şeyle oynamak, bölmek ya da ilgi göstermemek gibi). Sonra iyi dinleme özellikleri yapsın (göz göze gelmek, ara sıra başıyla onaylamak, anlatılan konu hakkında kısa yorumlarda bulunmak, öne eğilmek ya da ilgili görünmek gibi). Dinleyici iki dakika kötü dinleyici, iki dakika iyi dinleyici olsun. Sırayla herkes yapsın. Oyuna katılmayan¬lar da izlesin. Kötü dinleyici özelliklerinin bu kadar açıkça gösterilmesini izlemek pek eğlence¬lidir.

Sözsüz iletişim

Sözsüz iletişim
Aile fertleriniz kendilerini sözsüz olarak ne kadar iyi ifade edebiliyor? Bu oyunun amacı el hareketleri, homurtular, fiziksel dokunuş ya da işaret lisanıyla, kısacası sözcükler dışında her şeyi kullanarak birisinin bir şeyi iletmesini sağlamaktır. Eylem; kapıyı açmak, bir bardak süt vermek, palto ve çizmeleri giymek ya da bir not yazmak gibi basit bir şey olsun. Bir kişi el kol işaretleri yapsın, ötekiler onun ne yapılmasını istediğini kavra¬maya çalışsın. Eylemi fiziksel desteğe başvurmadan iletmeye çalışın. Sık sık rolleri değiştirin ve oyun sürdükçe eylemlerle ilgili olarak daha yaratıcı olmaya çalışın.

Çocuk İnisiyatifi Ele Alsın

Çocuk İnisiyatifi Ele Alsın
Hafta sonunda ya da herkesin evde olduğu bir akşam bir saat aymn. Bu süre içinde soh¬beti çocuklar başlatsın, büyükler ise yanıt versin ve çocukların söylediklerini dinlesin. Gerekiyorsa, yardımcı olun ve teşvik edin. Sohbet başlatma egzersizi çocuğunuza başkalarıyla konuşmada özgüven sağlaya¬caktır.

Lider Kendini Büyük Hissetsin

Lider Kendini Büyük Hissetsin
Çocukken konuştuğunuzda başınızı hep büyüklere doğru kaldırmak zorunda kalmanızın nasıl bir duygu yarattığını anımsıyor musunuz? Rolleri değiştirerek eğlenin. Sohbet ederken, uzun boylu olan yere otursun, kısa boylu olan ayakta kalsın. İstediğiniz herhangi bir konuda konuşabilirsiniz. Bu yeni konumlanma sohbeti herhangi bir biçimde değiştirdi mi?

Göz Göze Konuşmak

Göz Göze Konuşmak
Çoğu kez birbirimize odanın öbür ucundan sesleniriz. Çocuklara ev ödevlerini yapmaları için bağırır, onların bizi dinlemelerini bekler ve dinlemediklerinde de kızarız. Bugün her sözü birbirinizin gözünün içine bakarak söylemeye çalışın. Çocukla konuşurken diz çökün, sizden uzun birisiyle konuşurken, sandalyeye çıkın. Bunu bir oyun haline getirin. Muazzam sonuçlar bekleyin! Kendisine hitap ettiğiniz herkes dinleyecek ve yanıt verecektir.

Birisinin Neyi Kastettiğim Anlamak

Birisinin Neyi Kastettiğim Anlamak
Birisinin söyledikleriyle neyi kastettiğini anlamak için eğlenceli bir oyun sunuyoruz. Birisi "Domates severim", "Okula gitmek istemiyorum", "Ah bir uçabilseydim" ya da "Kibar insanları severim" gibi basit açıklamalar yaparak oyuna başlasın. Ötekiler ise konuşan kişinin ne kastettiğini anlamak için sorular sorsun. Şu sorularla başlayabilirsiniz: "Bu .... mu demek?" Cevap veren kişi sadece evet veya hayır demelidir. Kastettiği apaçık ortaya çıkınca, açıklama sırası ötekine geçsin. Bunun zaman alması karşısında şaşırmayın. Birbirini gerçekten anlamak zaman gerektirebilir.

Birisinin Neyi Kastettiğim Anlamak

Birisinin Neyi Kastettiğim Anlamak
Birisinin söyledikleriyle neyi kastettiğini anlamak için eğlenceli bir oyun sunuyoruz. Birisi "Domates severim", "Okula gitmek istemiyorum", "Ah bir uçabilseydim" ya da "Kibar insanları severim" gibi basit açıklamalar yaparak oyuna başlasın. Ötekiler ise konuşan kişinin ne kastettiğini anlamak için sorular sorsun. Şu sorularla başlayabilirsiniz: "Bu .... mu demek?" Cevap veren kişi sadece evet veya hayır demelidir. Kastettiği apaçık ortaya çıkınca, açıklama sırası ötekine geçsin. Bunun zaman alması karşısında şaşırmayın. Birbirini gerçekten anlamak zaman gerektirebilir.

İyi ve Kötü Sözcükleri Hissedin

İyi ve Kötü Sözcükleri Hissedin

Bazı sözcükler iyi duygular uyandırır. "Teşekkür ederim", "Seni seviyorum", "Ne kadar doğru bir karar" ve "Çok zekisin" gibi... Başka sözcükler ise incitir. "Aptalın tekisin", "Neyin var?" veya "Hiçbir şeyi doğru dürüst yapamaz mısın?" gibi... Bunları yükseltici ve alçaltıcı sözcükler diye ayırabilirsiniz. Şimdi şu oyunu oynayın. Birisi yükseltici ve alçaltıcı sözcükler söylesin, geriye kalanlar da bun¬ları duyduklarında neler hissettiklerim anlatsın. Sırayla herkes önce yükseltici, sonra alçaltıcı sözcükler söylesin, ötekiler duygularını ifade etsin. Her bir sözcük kümesi karşısında hissedilmesi mümkün olan bütün duyguları dillendirmeye çalışın. Bu oyundan sonra ailecek insanları paramparça edecek alçaltıcı sözcükler yerine yücel¬tecek yükseltici sözcükler kullanma karan alın. Hatta, "Bu ailede alçaltıcı sözcük kul¬lanılmayacak" bile diyebilirsiniz.

Anlamaya Çalışmak

Anlamaya Çalışmak

İletişim insanların birbirine düşünce ve duygularını ifade etmesidir. İletişimin etkili olabilmesi için düşünce ve duyguların dinlenmesi ve anlaşılması gerekir. Bu, göründüğü kadar kolay değildir. Ne var ki iletişim becerilerini uygularsanız, dinlemek de, anlamak da daha kolaylaşır. Bir uygulama önere¬lim. Herkese okul, iş, hobiler, sorunlar gibi istediği konu üzerine konuşması için beş dakika verin. Eğer birisinin söylediklerini tam anlamadıysanız, soru sorun. Konuşan kişi dinlendiğini ve anlaşıldığını hissedene kadar bir sonrakine geçmeyin.

14 Ağustos 2008 Perşembe

İletişim

İletişim
Eğer aile bir bina olsaydı, iletişim binanın her türlü kötü hava koşulunda ayakta kalmasını sağlayan temel olurdu. Aile içinde iyi bir iletişim varsa sorunlar çözülür, fikirlere kulak verilir, duygular ifade edilir ve samimiyet gelişir. İyi iletişim söz konusu olduğunda, görüşler farklı olsa bile, her zaman mesajların ardında sevgi vardır.

"Sevgiyi nasıl iletebiliriz? Üç şey gerektiğini
düşünüyorum. Kişiye ulaşmalı, ilişki kurmalıyız. Bütün
kalbimizle dinlemeli ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarlı
olmalıyız. O insanın anlayabileceği lisanla cevap
pğmnuz.süreklikonuşur. Dinlemeyi ve

Öfkenizi Anlamak

Öfkenizi Anlamak

ÖfkeJiyseniz, bu ardında bir nedenin bulun¬duğu anlamına gelir. Şimdi öfkenin ardındaki sorunu keşfetmeyle ilgili bir yöntem söz konusu edilecek. Ayrı ayrı arşiv kartlarına aşağıdaki cümleleri yazın:
• Yapmak istemediğim bir şeyi yapıyorum.
• Hoşlanmadığım bir şey oluyor.
• İhtiyaç duyduğum bir şeyi alamıyorum,
tstemediğim bir şeyi alıyorum.
• Yapmam gereken bir şeyi yapmıyorum.

Kartları bir havlunun altına koyun. Birinci kişi havlunun altından bir problem kartı seçip aşağıdaki üç soruyu cevaplasın:
1. Böyle düşündüğünde neler hissediyorsun?
2. Bu senin başına gelirse, ne yaparsın?
3. Bu soruna bir örnek verebilir misin?
Bir sonraki kişi başka bir kart seçip aynı soru¬lan yanıtlasın. Çoğu kez öfkemizin nedeninin bir başkası olduğunu düşünürüz. Ancak bir kere öfkenin bir sorunun göstergesi olduğunu görürsek, o zaman bir an için durup sorunun ne olduğunu araştırmaya başlarız.

Duyguları Renklerle ifade Etmek

Duyguları Renklerle ifade Etmek
Herkese renkli kalemler ve kâğıt dağıtın. Herkes geçirdiği günü düşünsün. Bir kalp, kare ya da baklava çerçevesi çizin. Herkes bu çerçevelerin içine renkli kalemlerle o gün yaşadığı duyguları ifade eden soyut şekiller ya da istediğini çizsin. Rengi, şekli, hareketi ve çizgiyi kullanarak duygularını ifade etsin. Herkes bitirdikten sonra, isterseniz resimler üzerinde bir sohbet başlatabilirsiniz.

Korkuyorum

Korkuyorum
Her anne-baba çocuğunun okul dönüşü şunları söylerken hissettiği acıya kişisel olarak tanık olmuştur: Okulun kabadayısı beni itip kakıyor, okula gitmekten korkuyorum; en iyi arkadaşım hakkımda dedikodu yayıyor ve ben bir şey söylemekten korkuyorum; yarına bir ev ödevim var ve ben ödevi sınıfın önünde okumaktan korkuyo¬rum... Çocukların da korkuları vardır. Çocuğunuz korktuğunda ona nasıl yardım edebileceğinize dair bazı önerilerde bulunalım:
• Onları dinleyin, korkularını anlamaya çalışın.
• Korkuyla baş edebilmek için bütün olasılıkları beyin fırtınasıyla
sıralayın. Size söylediği bütün fikirleri bir yere yazın ve bir plan
yaparak bunlar üzerinde konuşun.
• Rol yapın. Çocuk kendisi olsun, siz de söz konusu olan kişi
olun, bakalım ne yapacak? Böylece çocuk korkuyla
yüzleşmeden önce deney yapma ve rahatlama fırsatına kavuşur.
• Korkuyla baş etmek üzere atacakları adımları destekleyin.
• Ona kendi hayatınızdan sizi korkutmuş olan bir anı anlatın.

Duygulan Dansla ifade Etmek

Duygulan Dansla ifade Etmek
Mobilyaları bir kenara çekin ve bir yüzeyi darbuka olarak kullanın. Herkes sırayla darbuka çalsın ve sırayla şu duyguları ifade etmeye çalışsın: Sevinç, incinme, aptallık, kasvet, öfke, gerginlik ve huzur. Darbuka çalan hangi duyguyu çaldığım ilan eder, ötekiler de vuruşlara ayak uydurarak o duyguyu dans eder. Herkese darbukayı çalma fırsatını tanıyın ki, mümkün olan bütün duyguları sırayla ifade etme olanağı bulabilsin.

Öfkeyi Geride Bırakmak

Öfkeyi Geride Bırakmak
Kimi zaman öfkelenmek, "öfkelenmemekten" daha kolaydır. Çocuğunuza kendini yatıştırmayı öğrenmesinde yardımcı olun. Herkes kızdığı ya da gücendiği birine bir mektup yazsın. Ne hissediyorsa, kâğıda döksün. Korkmayın, bu mektubu hiç kimse okumayacaktır. Bu sadece sizin için yazılmış bir mektuptur. Yazma işlemi için en az yirmi dakika verin. Mektuplar bi¬tince, yazarlarını bir araya toplayın. Herkes yazdığı mektubu parçalarken, zihninden bir şeyi atma duygusunun ve sanısının tadına varsın. Parça parça kâğıtları bir yerde yakabilirsiniz de. Kimi zaman sadece yazmak bile insanın kendini daha iyi hissetmesine yol açar ve hatta kimi
zaman kötü duygular uçup gider. Çocuklarınızla bir kere bu faaliyeti yaptıktan sonra, birisine
kızdıklarında onları tekrar aynı şeyi yapmaya teşvik edin.

Başarısızlık Nedir?

Başarısızlık Nedir?
Başarısızlık bir şeyi istediğiniz gibi yapamamak değildir. Başarısızlık bir işi bozmak da
değildir. Bu, hiçbir şeyi doğru dürüst yapamama duygusudur ve başarının tam tersidir.
Günümüzde çocuklara konulan standartlar o kadar
yüksektir ki, bu çocuklarda yeteri kadar iyi
olmadıkları duygusunu uyandırıyor. Çocuğunuzun
başarısızlık korkusuna kapılmadan deneme cesaretini bulması için ne yapmalısınız? Çocuğunuzun yaptıklarını izleyin ve olumlu gördüklerinizi övün. Davranışlarınızla ona hayatın hem başarısızlık hem de basan içerdiğini öğretebilirsiniz. Çocukluk birçok kez denemek ve her sefer tam becerememektir. Çocukların her şeyde mükemmel olmaları beklen¬memelidir. Bu açıklamalar yardımcı olabilir, ancak çocuğunuzu her zaman için başarısızlık duygusundan koruyamaz. Başarısızlık hisseden çocuğu, bu duygu¬nun nasıl olduğunu kendiniz hatırlayıncaya kadar dinleyin. Ondan sonra çocuk kendisini anladığınızı görecektir.

Aktif Dinleme

Aktif Dinleme
Bir ailede, bazı kişiler sorunları çözerek ve tavsiyede bulunarak yararlı olduklarını düşünür. Gerçekte en büyük yardımı, sadece sorunu olan kişinin seçenekleri¬ni aktarırkenki duygularını dinlersek yaparız. Bu bir dinleme egzersizidir. İki kişi olun. Birisi işte, okulda, evdeki bir sorunu anlatsın. Öteki anlatılanı dinlesin. Dinleyen, duyduklarını tekrar etsin. Sadece dinleyin, soru sormayın ve sadece duyduklarınızı aynen tekrar¬layın. Tavsiyelerde bulunmayın ve çözüm önermeyin. Konuşmacının kendi fikirlerini ifade edinceye kadar konuşmasına izin verin. Sonra roller değişsin. Birisinin sizden bir öneri beklediğini hissettiğinizde yapılacak en iyi şey, ona tavsiye mi yoksa sadece dinlemenizi mi istediğini sormaktır.

Utanıyorum

Utanıyorum
"Utanç" sözcüğü küçük düşmek ya da sıkıntı duymakla karışık bir duygu yaratır. Anne-babalar olarak çocuklarımızın kendilerinden utanmasını istemeyiz. Onların yanlışlarından öğrenmesini ve bir dahaki sefere bir şeyi daha doğru ya da farklı yapmayı keşfetmesini isteriz. Suçluluk ve değersizlik yerine, yaptıklarını belirleme yön¬temleri tespit ederek kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmayı arzu ederiz. Bu nedenle çocuğunuz bir daha kardeşinin ödevini berbat ettiğinde, kazara bisikletiyle ara¬banıza çarptığında, uzak durmasını söylediğiniz sobada parmağını yaktığında ya da okulda pantolonunu ıslattığında ve yüzünde ya da davranışlarında utanç duyduğunu hisset¬tiğinizde, ona bir şey söylemeden duygularını ifade etme¬sine izin verin. Durumu düzeltmek için neler yapabileceğini kendisi düşünsün. Onu hâlâ sevdiğinizi söyleyin.

Eğlenceli Akşam Yemeği Sohbetten

Eğlenceli Akşam Yemeği Sohbetten
Bir cuma günü akşam yemeğinde herkesin o hafta içinde yaşadığı duygularla ilgili sıcak bir yarışma düzenleyin. Bir duygu seçip herkese sorun: "Bu hafta senin için en (eğlenceli, korkunç, üzüntülü, kızdırıcı, mutlu, utanç verici) deneyim hangisiy¬di?" Herkes o haftayla ilgili gerçek bir öykü anlatsın. Sonra aile fertleri her kategoride kimin kazandığını oylasın. Cuma akşam yemeklerinde bu faaliyetin gelenek haline gelmesi, aile fertlerini hafta boyunca öykülerini iyi anlatabilmek için duygularına karşı daha dikkatli hale getirir. Geleneği sürdürdüğünüzde, öykülerin de daha eğlendirici hale geleceğini göreceksiniz.

Gözyaşının Faydalan

Gözyaşının Faydalan
Üzüntümüzü dışa vurmanın en önemli araçlarından birisi, ağlamaktır. Oysa insan¬lar çoğu kez hassas görünmemek için ağlamaktan korkar. Erkek çocuklara sık sık sadece kızların ağladığı söylenir. Bu doğru değildir. Ağlamak da gülmek gibi herkesin yaşamının bir parçasıdır. Eğer çocuk ağlamanın kabul edilebilir bir şey olduğunu algılarsa, duygularını içine atacağına dışa vurur. İçinizden ağlamak geldiğinde, sakın öteki odaya koşmayın. Çocuklarınız ağladığınızı görsün ve onlara niçin üzgün olduğunuzu anlatın. Hem merhamet duy¬gusunu, hem de ağlamanın kötü bir şey olmadığını öğreneceklerdir.

Doğru Tepkiyi Vermek

Doğru Tepkiyi Vermek
Bizi yaralayan şeyler hepimizin başına gelir;
bir şeyler söylemek isteriz, ama nedense yapamayız. Herkes tepki göstermekte zor-landığı bir olay düşünsün ya da böyle bir olayı tahayyül etsin, örneğin: Bir grup çocuk bana kötü bir ad taktı; öğretmenin biri okul¬dan sonra beni cezaya bıraktı; patronum beni işten attı... Herkes bu olayı bir kâğıt parçasına yazsın, kâğıdı katlayıp bir şapkanın içine atsın. Herkes şapkadan bir kâğıt seçsin. Sırayla herkes kâğıtta yazılı olanı yüksek sesle okuyup bu durumda ne yapacağını söylesin. Söyleyecek bir şey bulamayan yardım isteyebilir ve ötekiler fikir verebilir. Belli bir duruma nasıl tepki verildiğini dinle¬mek çocuğun benzer durumlardaki cesaretini artırır.

Zorlu Duyguları Plastik Hamuruyla

Zorlu Duyguları Plastik Hamuruyla
Dışa Vurmak
Bir torba plastik hamuru satın alın. Bu oyun hamuru en çılgın, en kızgın, en kıskanç duyguların ifade edilmesinde kullanılacaktır. Bir parça plastik alın ve duygularınızı ifade eden herhangi bir şekil verin, sonra bunu sıkın, vurun, ayaklarınızın altına alın, fırlatıp atın ya da üzerinde tepinin. Canınız isterse, bunları yaparken sesler de çıkarabilirsiniz. Bir süre sonra gülmeye başlayacaksınız. Çocuklar bunu bir kere yaptıktan sonra sizden gene plastik hamuru isterlerse, şaşırmayın. Plastiği şekillendiren ve sıkıştıran birisine katılmak ve duygularını ifade etmesini teşvik etmek de eğlendiricidir. Bu faaliyet, serbestçe dile getirildiğinde, zor duyguların nasıl olumlu duygulara dönüştürülebileceğini göstermektedir.

Ben Erkeğim...

Ben Erkeğim...
Erkek çocukların da duygulan incinir, ancak erkek-liklerinden bir şey kaybetmemek için çoğu kez bunu açıklamazlar. Aşağıdaki oyun, herkesin duygularının incinebileceğini göstermektedir. Yetişkin bir erkeğin oyuna katılması çok daha etkili olur: Oyuncuların biri, "eğer .... olursa, kendimi iyi hissederim" diye başlayarak bir deneyim anlatır. Öteki oyuncu ken-disini iyi hissettirecek bir başka şey ekler ve bu şekilde kimsenin aklına bir şey gelmeyinceye kadar herkes konuşur. Kimi zaman grubun kaç eklemede bulunabildiğini saymak da eğlenceli olur. Bundan sonra oyun "... oldu, duygularım çok incindi" diye başlar ve herkes bu kez buna eklemelerde bulunur. Son olarak da oyuna, "Kendimi kötü hissettim, çünkü..." cümlesiyle başlayın. Gene herkes buna eklemeler yapsın. Benzer durumların
başkalarında da aynı duygulara yol açtığına tanık olunduğunda, duyguları ifade etmenin normal bir şey olduğu görülür.

Zor Duygulara Tepki Vermek

Zor Duygulara Tepki Vermek

Değer verdiğimiz birisini incinmiş, kızgın ya da mutsuz gördüğümüzde ifade ettiği duygu¬ları dinlemek yerine bunları "gidermek" ihti¬yacı duyarız. Aşağıdaki oyun herkese dinle¬mekle "gidermek" arasındaki farkı göstere¬cektir. Küçük kâğıt parçalarının bir yüzüne "gider", öteki yüzüne de şunları yazın:
Delilik etme.
Üzülme.
Mutlu olmalısın.
O kadar da kötü değil.
Başka kâğıt parçaları hazırlayın. Bir yüzüne "dinle", öteki yüzüne de şunu yazın:

Kızgın görünüyorsun.
Endişeli olduğun izlenimi veriyorsun,
öyle mi?
Bu seni incitmiş olmalı. Mutlu görünüyorsun. Bu çok zor olmalı.
Kâğıtları katlayıp bir şapkanın içine koyun. Herkes bir kâğıt seçsin ve okusun. En yaşlı kişi, kızgın, endişeli ya da mutlu bir durum düşünüp anlatsın. Kâğıdında söz konusu duru¬ma uygun bir şey yazan, söylesin. Oyunu yöneten daha sonra yanıtın ne olması gerek¬tiğini ve "gider" veya "dinle" seçeneklerinin hangisinin o duruma uygun olduğunu açıklasın. Herhangi bir durum oluşturabilen, bunu açıklasın ve oyun devam etsin.

Öfkeyi Yönetmek

Öfkeyi Yönetmek
Çocuk kızdığı zaman intikam almak isteyebilir. Bu nor¬mal bir duygudur. O halde çocuğunuzu bu duygudan barışçı bir şekilde kurtulması için neden teşvik etmiyor¬sunuz? Bir kâğıt parçası verin; üzerine o işi yapan kişinin neyi hak ettiğini yazsın. Bitince çocuk yazdıklarını yüksek sesle okusun. Genellikle cezanın ağırlığı karşısında gülmeye başlayacaktır. Hiddeti geçtikten bir süre sonra, o kişiye karşı hissettiklerini hangi yollarla anlatabileceğini tartışın. Anne ve babalar da kızar. Aynı egzersizi yapabilirler, ama yazdıklarını yüksek sesle okumak yerine kâğıdı parçalayarak atmalıdırlar. Sonra kızdığınız kişiye neler hissettiğinizi anlatın.

Ruh Halini Belirlemek

Ruh Halini Belirlemek
Bir duygu 15 ile 30 saniye içinde gelir ve gider, oysa bir ruh hali günlerce sürebilir. Herkes moralin iyi ya da kötü olmasının ne anlama geldiğim bilir. Ancak ruh halimizin etrafımızdaki insanları nasıl etkilediğini her zaman anlamayız. Bu, fiilen evde iyi ya da kötü bir havanın esmesine yol açar. Önce moralin kötü, sonra da iyi olduğu bir ruh hali piyesi oynayın. Çalar saati on beş dakika sonraya kurun ve herkes morali bozukmuş gibi rol yapsın: Düşünceli, dik başlı, saldırgan, içine kapanmış, süngüsü düşmüş, küskün ve haklı... Saat çalar çalmaz, bu kez on beş dakika herkes morali iyiymiş rolünü oynasın: Yardımsever, dikkatli, cömert, tatlı, mutlu, özenli, enerjik, hoşnut ve sabırlı... Bu ruh halini oluştururken neler hissedildiği üzerine tartışın. Sonra da farklı ruh hallerinin başkalarında hangi duygulara yol açtığını konuşun.

Duygularla Yüzleşmek

Duygularla Yüzleşmek
Yorgunluk, öfke, mutluluk, endişe, korku, çılgınlık gibi birçok duygu gün boyu bizimledir. Çoğu kez bu duygu¬lar herhangi bir şey düşünmeden oluşuverir. Her yaştaki çocuğunuzla "duygularla yüzleşmek" oyunu oynayarak onlara duygularını teşhis ve ifade etmekte yardımcı olun. Kâğıt kalem alarak resim çizmeye hazırlanın. Herkes kendi yüzünü simgeleyen bir daire çizsin. O gün hissettiği bir duyguyu dairenin içinde resimlesin. Herkes bitirdikten sonra birbirinize resim¬lerinizi göstererek o duyguyu yaratan olayı paylaşın. Başkalarının duyguları hakkında ne kadar çok şey din¬lersek, hem kendimizi hem de birlikte yaşadığımız insanları daha iyi tanırız.

Duygular

Duygular
"Duygularımız bilgiye ulaştıran en içten yoldur." —Audre Lorde
Bir duyguyu sonuna kadar götürecek kadar cesursanız, doğrudan yüreğiniz¬den gelen bir bilginin sahibi olursunuz. Duygular hayatımıza damga vuran yön işaretleridir. Hissedilmeleri, ifade edilmeleri, dikkate alınmaları ve gerçekten nerede bulunduğumuzu ölçebilmek için değerlendirilmeleri gerekir. Harikulade güzel olan aşktan çetin öfkeye kadar bütün duygular çeşitli biçimlerde var olur. Duygu yaşamayı ve duygu alışverişini destekleyen aileler hayatın en derin armağanını tadar.
"Tüm kalbiyle ağlamayı bilmeyen tüm kalbiyle

Telesekreter

Telesekreter
Günümüzde birçok evde telesekreter bulunuyor. Bütün aileyi toplayarak yaratıcı bir mesaj düşleyin. Herkes hem tasarıma hem de banttaki kayda katılsın. Bir tatil dönüşü mesajı, doğum günü ilam ya da telefonu niçin açamadığınıza ilişkin gülünç bir neden gibi mesajı her hafta değiştirmek eğlencelidir. Göreceksiniz, dostlarınız "bu yaratıcı aile" şimdi ne yapıyor, diyerek sizi arayacaktır.

İşe Gitmek Nasıl Olur?

İşe Gitmek Nasıl Olur?
İşinizde kullandığınız işe yaramaz çekler, eski raporlar, hesap makinesi, telefon, mektupluk ve kartvizit gibi eşyalar toplayın. Çocuğunuza bunların her birinin nasıl kullanıldığını anlat¬maya zaman ayırın. Çocuğunuz hayal gücünü kullansın ve mahsuscuktan sizin işinizi yapıyormuş gibi oynasın. Bilmek istedikleri her konuda soru sormaya teşvik edin. Yetişkin arkadaşlarınız arasında çocuğunuzun ilgisini çeken bir işe sahip olan birisi varsa, sorularını sorabileceği bir görüşme ayarlayın. Hangi mesleklerin var olduğunu ve insanların her gün işte ne yaptıklarını bilmek çocuğunuzu düşünmeye sevk edecektir. Sevebilecekleri meslekler hakkında onlara fikir verecektir. Kim bilir? Akşamın sekizinde yapılan bir görüşme belki de yirmi yaşında seçilecek bir mesleği etkileyebilir.

Hediyeyi Hayal Etmek

Hediyeyi Hayal Etmek
İyi bir hayal gücüne sahip olmak çocuğunuza hemen hemen her durumdan kendi tarzına göre çıkması için düşünmeyi öğretir. Paranız yoksa, yaşamak için yöntemler bulmanıza yardım eder. İşiniz kötü gidiyorsa, hayal gücüne sahip kişi yaratıcı çözümler bulur. Bir arkadaş acı veren bir şey yaptığında düşünen çocuk çözümler üretir. Bu tür yaratacılığa örnek verelim: Bir doğum günü öncesinde ya da sınıf geçme sonrasında paranız yoksa ve hediye alamayacak durum-daysanız, şunu yapabilirsiniz: İç çamaşırınızı üçe bölüp kalbe gelecek kısmına çocuğunuza hediye etmek istediğiniz şeyin resmini yapıştırarak istediği şey biçiminde bir paket yapın. Sonra çocuğunuz bu yapıştırılmış resimlere bakarken, ne yaptığınızı ve niçin yaptığınızı ona anlatın. Çocuğunuz parasal zorluklar içinde olduğunuzu zaten bildiği için, sadece bir resim olarak da olsa istediği hediyeyi kalbinize yazdığınızı görmek onu mutlu edecektir. Bunu başka neden¬lerle de yapabilirsiniz.

Bulut Öyküleri

Bulut Öyküleri
Doğa da hayal kurar. Kendini her an bulutların hareketiyle yeniden şekillendirir. Herkese üzerinde yatabileceği bir battaniye verin ve gökyüzünün bulutlarla dolu olduğu bir gün açıklık bir yere gidin. İlk önce şekillere bakarak başlayın. Bulutların size nasıl göründüğünü bir¬birinize anlatın. Hayal gücünüzü kullanarak gördüğünüz şekillerle ilgili öyküler uydurun. Bir bulut padişahını, sihirli beyaz balinayı ya da bütün dünyayı iyileştirecek kremalı pastayı göre¬bilirsiniz. Öyküleri dinleyin ve hikâye akışında duraksama olduğunda birbirinize yardım edin. Hayal gücünüzü kullanmak zihninizde gezintiye çıkmak gibidir. Hayal gücü yüksek büyük düşünürler bilgisayarı icat edenlerdir, yeni ilaçları bulanlardır, roman yazanlardır... Çocuğunuzu hayal kurmaya teşvik edin.

Büyük Düşünürler

Büyük Düşünürler
Tarihteki büyük düşünür ve sanatçılar yapıtlarını ilk önce tasavvur etmeleriyle ün kazanmışlardır. Çocuklarınızı Leonardo da Vinci, Isaac Newton, Wolfgang Mozart ve Albert Einstein gibi kişilerin yaşam öykülerini okumaya teşvik edin. Onlarla insanlığın yaratıcılık yolundaki en önemli araçlarından birisinin hayal kurmak ve problem çözmek olduğu hakkında konuşun. Çocuklarınızın bu beceriyi kazanmasını teşvik edin. Aptalca ya da pratik değil gibi görünen fikirleri olsa da, işe yara¬maz olduklarını söylemek yerine bunları onlarla paylaşın. Kendilerinin eklediğini belirttikleri görüşleri geliştirin. Bu, hayal ettikleri şeyi önemli hale getirir. Ve sonuç alıcı bir düşünme egzersizidir.

Kanalları Değiştirin

Kanalları Değiştirin
Ailecek televizyon izlerken, herkesin seyretmek istemediği bir programı nasıl değiştirdiğine dikkat edin. Çocuğunuza stresli, endişeli ve korkulu bir şey yaşarken ya da böyle bir şeyi düşünürken zihnindeki kanalı nasıl değiştire-bileceğini öğretin. Örneğin şunları yapa¬bilirsiniz: Hoş olmayan olay ya da düşünce pat¬lak verdiğinde ona gözünü kapatmasını ve zih¬ninde bir arkadaşla oynamak, ormanda oturmak, güzel bir kitap okumak gibi kendisini yatıştıracak ya da daha iyi hissettirecek bir şeyi canlandırmasını söyleyin. Hatta iyi ruh hali kanalı, cesaret kanalı ya da sabır kanalı gibi, ihtiyaç doğduğunda tekrar geri çağırabileceği farklı kanallar bile geliştirebilir.

Geleceğinizi Hayal Etmek

Geleceğinizi Hayal Etmek
Düşlerin bir kısmı geleceğinizin nasıl olacağını hayal edebilmekle ilgilidir. Çocuklar her zaman kendi gelecek¬lerinde nelerin olmasını istediklerinin bilincinde değildir. Farklı seçenekler üzerinde konuşmak ve neyin mümkün olabileceğini düşündüğünüzü anlatmak, gele-cekle ilgili bir hayal kurarken düş güçlerini kullan-malarına yardımcı olur. Herkese bir afiş panosu, yapışkan, makas ve eski dergi verilsin. Hayatında olmak istediğiyle ilgili resimleri keserek işe başlasın. Gerçekçi olunmasın. Zihin serbest bırakılarak hayalperestlik yapılsın. Afişe, sözcükler, elle çizilmiş hayaller, fotoğraflar ya da istenen her şey konulsun. Herkes kendi afişini tamamladıktan sonra burada aksettirilen hayaller ve ne anlama geldikleri üzerinde konuşmaya zaman ayırın.

Hayal Kurmak

Hayal Kurmak
Eğer bir zihne hayal ederek yükseklerde özgürce uçma özgürlüğü tanınırsa, içsel görüş değişir ve dünya farklı görülür. Her çocuğun düş kurmasına, düşüncelerine, yazılarına, icatlarına, şaheserlerine ya da kavramlarına sınır koymamasına izin verin. Bir çocuğun hayal gücü teşvik edilirse, gelişmeye ve yaratıcılıkla üretmeye devam edecektir. Unutmayın, hayal ettiğinizi ola¬bilirsiniz.
"En yükseklerde uçurabileceğiniz uçurtmalar hayallerinizdir."

Doğada Tek Başına

Doğada Tek Başına
Aile olarak doğayı keşfetmek çok eğlencelidir. Bütün bir günü ya da öğleden sonrayı en sevdiğiniz ormanlık alanda geçirin. Ailedeki her çocuk için bir yumak sicim alın. Açık havadaki yerinize ulaştıktan ve "ana üssünüzü" kurduktan sonra, vahşi ormanda tek başına serüvenlere çıkmak isteyen çocukların her birinin beline bir sicim bağlayın. Sonra, sicim yumağını çekerek geri dönme konusunda kendilerini güvende hissedecekleri için, onları tek başlarına araştırma yapmaya yollayın. Eğer çocukların hepsi doğada tek başına araştırmaya çıkacak yaşta değilse ya da buna ilgi duymuyorsa, ana üssün civarından topladıkları şeylerle bir sanat eseri yapabilirler. Eğer çocuğunuz ana üssün yolunu tek başına bulacak kadar büyükse, o zaman kolunda bir saat olmasını ve belli bir saatte geri dön¬mesini sağlamalısınız.

Çocukların Zamana ihtiyacı Vardır

Çocukların Zamana ihtiyacı Vardır
Çocukların kendi ilgi alanlarını geliştirmeleri için zamana ihtiyacı vardır. Ancak anne ya da babanın biraz desteğine de gereksinim duyarlar. Sürekli olarak çocuğu oyalamak ebeveynin işi değildir. Çocuklar kendi kendilerini motive etmeyi ve tek başlarına oldukları zamanı olumlu bir şekilde geçirmeyi öğrenmelidir. Burada bunun nasıl başlatılacağını aktaracağız. İlgili göründükleri konu¬lara, hakkında konuştukları şeylere, sordukları soru¬lara ve yüzlerine canlı bir ifade veren olgulara dikkat edin. Yapmak istediklerini daha fazla keşfedebilmek için onlarla sürekli sohbet edin. İyi dinleyin ve sonra onlara uygun düşecek ilgi alanları önerilerinde bulunun. Sizin göreviniz cesaret ver¬mek, desteklemek, temin etmelerine yardımcı olmak, beceriler öğretmek, istendiğinde göz kulak olmak, onaylamak ve başarılarını yüceltmektir.

Düşünme Zamanı

Düşünme Zamanı

Bireysel zaman düşünmek istediğiniz her şeyi keşfetmek için bulunmaz bir fırsattır. Bazen "gündüz rüyası" adı da verilen bu süre içinde özel hiçbir şey düşünmemek genellikle tavsiye edilmez. Gerçekte bu çok hoş bir şeydir. Herkes on dakika için tek başına evin bir köşesine çekilip düşünsün. Sizi mutlu eden şeyleri, sevdiğiniz insanları, git¬mek istediğiniz yerleri, yaz tatilini, bir sonraki doğum gününüz gibi şeyleri düşünün. On dakika sonra yeniden bir araya gelin ve çocuklara bundan hoşlanıp hoşlanmadıklarını anlattırın. Kendilerini rahatsız, üzgün veya sıkkın
hissettiklerinde bu düşünme zamanını uygulamaya teşvik edin.

Engellenmemek

Engellenmemek
Engellenmeyeceğinizden emin bir şekilde hiç evinizde din-lendiniz mi? Eğer böyleyse, bundan bütün aile yarar sağlaya¬caktır. Akşam iki saat her şeyi bir kenara bırakın. Telefonu çekin, televizyonu, radyoyu ve bilgisayarı kapatın. Sonra misafirleri bilgilendirmek üzere kapıya evde olmadığınıza dair bir not asın. Bunu evde herkesin birlikte olduğu bir akşam yapın. Bu esnada ne bir iş, ne ev işi, ne ev ödevi, ne de yapılması gereken günlük bir iş, hiçbir şey yapmayın. Sadece tek başınıza ya da hep birlikte hoşunuza giden bir şeyle meşgul olun. Eğer engellenmeme zamanı hakkını kul¬lanırsanız, dünya gailelerinden uzaklaşmış olduğunuz duy¬gusunu tadarsınız.

Hobi Öyküleri

Hobi Öyküleri
Bir hobi sahibi olmak sanıldığından da önemlidir. Hobi, başarma duygusu verir, rahatlatır ve tek başına yapılabilir. Hobi çocuğa kendisini oyalamayı, bir şeye nasıl ilgi duyulacağını ve bu ilgiyi nasıl başkalanyla paylaşacağını öğretir. Eğer çocuğunuzun müzik dinlemek, herhangi bir şeyin kolleksiyonunu yapmak, okumak, resim yapmak, şiir yazmak, çiçek düzenlemek, fotoğraf çekmek gibi kişisel bir hobisi yoksa, bu fikri ona aşılamak için zaman ayırın. Kendi hobinizin ardındaki öyküyü anlatmak, bunun için iyi bir başlangıç tarzıdır. Nasıl başladığınızı, size kimin yardımcı olduğunu, bu uğraşta neyin hoşunuza gittiğini, hobinizle meşgul olurken neler hissettiğinizi ve bundan neler öğrendiğinizi anlatın. Çocuğunuzun o güne kadar sahip olduğu ilgi alanlarını tartışmaya zaman ayırın. Birlikte hoşlanacağı bir hobiyi başlatma karan alın ve başlangıçta ona yardım edin. Çocuğun davranışlannda sizi örnek aldığını unutmayın. Eğer bütün gün oturup televizyon seyrediyor¬sanız, o da aynı şeyi yapacaktır.

Sessizliğin Sesi

Sessizliğin Sesi
Birçok ailenin günlük yaşamında o kadar çok hengâme olur ki, durup sakince dinlemek için zaman kalmaz. Oysa sakin bir şekilde oturup etrafımızdaki sesleri dinlediğimizde, dünya capcanlı görünür. Herkes on dakika sakin otursun, gözlerini kapatsın ve hiçbir şey yap¬madan dinlesin. Bunu hep birlikte evden dışarı çıkarak ya da evin içinde yapabilirsiniz. Çalar saati kurun. Saat çalar çalmaz, herkes toplanıp işittiklerini ve sessizce dinlemenin nasıl bir şey olduğunu anlatsın.

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Kendi Kendinelikle Tanışmak

Kendi Kendinelikle Tanışmak
Kendini yalnız hissetmekle zamanını tek başına geçirmek arasında büyük bir fark vardır. Çocuklar zamanı kendi kendilerine geçirmeyi bilemeyebilir. Bununla tanışmaya ihtiyaç duya­bilirler. Öte yandan yetişkinler genellikle zamanlarını kendi başlarına geçirebilir. Oturup çocuğunuza kendi kendinize kaldığınızda neler yaptığınızı ve bunu niçin sevdiğinizi anlatın. Bunun sonucu olarak neler kazandığınızı açıklayın. Bunu anlattıktan sonra, çocuklarınızın her birine kendi kendilerine kaldıklarında neler yapmak istediklerini sorun. Hemen bugün her birine kendi başlarına geçirecekleri otuz dakikalık bir bireysel zaman belirleyin. İlk seferinde onları teşvik etmek ve fikir vermek için yakınlarında olmalısınız.

Bireysel Zaman

Bireysel Zaman
İçimizden gelen sesi sadece yalnız ve sessiz olduğumuzda duyarız. Kendi düşüncelerine değer veren çocuklar duygularını anlamayı öğrenir. Tek başına gerçekleştirdiği bir ilgi alanıyla kendisini oyalaması teşvik edilen çocuklar bağımsız düşünmeyi öğrenir. Her şeyin hızlı ve öfkeli olduğu bir dünyada kendinden hoşnut bir çocuk huzurlu olacak ve kendi maneviyatından keyif alacaktır.

Paran Olsaydı...

Paran Olsaydı...
Çocuğunuzla hayali harcama egzersizi yapın. Elli milyon lirası olduğunu farz etsin (çocuğun yaşına göre bu meblağı değiştirebilirsiniz). Satın almak istediklerine ilişkin liste yapması için bir hafta süre tanıyın. Satın almak istediklerinin yaklaşık fiyatlarını öğrenecektir. Hesap maki­nesini kullanarak, bu parayla neler satın alabileceğini hesaplayacaktır. Gerçekten neleri istediğine ve nelerin üzerini çizmesi gerektiğine karar vere­cektir. Parasının bir kısmını ihtiyacı olan başka biri­sine verme kararını alan çocuğu ödüllendirin. Bu alıştırma çocuğa hem eşyaların maddi değerini öğrenmekte, hem de akıllı bir tüketici olmakta yarar sağlar.

Odanın Yeniden Dekore Edilmesi

Odanın Yeniden Dekore Edilmesi
Çocuğunuz yatak odasından bıktığını söylediğinde, bırakın kendisi yeniden dekore etsin. Bir plan yapıp gelmesini söyleyin. Yapılabilecek ve yapılamayacak şeylerle ilgili kuralları koyun. Kumaş bulduğu taktirde yeni perdeyi dikeceksiniz, ama yeni mobilya alınmayacak, fakat duvarına bir resim çizebilir... Çocuk yaptığı planla ilgili mutabakat sağlandıktan sonra hemen işe başlasın. Badana fırçasını nasıl kullanacağı gibi bilmediği ne varsa, öğretin. Oda
profesyonel bir iç mimarın elinden çıkmış kadar mükemmel hale gelmese de, çocuk odasıyla ilgili kendi yaptıklarıyla heyecan duyacaktır. Üste­lik, kendi becerilerini kullanmak ona mükemmel bir odaya sahip olmaktan çok daha fazla şey öğretecektir.

Kendine Yeni Bir Şeyler Öğretmek

Kendine Yeni Bir Şeyler Öğretmek
En son ne zaman yeni bir şey öğrendiniz? Anne ve babasının yeni beceriler öğrendiğini gören çocuk da yeni beceriler kazanmak ister. Çocuklarınızın merakını teşvik eden ve yeni bir beceri kazanmasına yardım edecek bir bilgiyi elde etmesine rehberlik edin. Birlikte öğrenebileceğiniz yeni bir şey bile keşfede­bilirsiniz. Daktilo, folklor, dikiş, astronomi, spor, yoga, yabancı dil, bir müzik aleti bu keyifli faaliyetlere örnek verilebilir. Birazcık yön verdiğinizde çocuk müthiş becerikli kesilir. Kütüphaneler başlangıç için harika yerlerdir, çünkü pek çok beceriyi kazanmak için okumanız gerekir. Yerel yönetimlerin ya da derneklerin de benzeri faaliyetleri vardır. Çocuğunuz yeni beceriler kazanmak istediğinde teşvik edici ve destekleyici olun, aynı zamanda işin büyük bir kısmını çocuğunuzun yapmasına izin verin.

Birlikte Kartvizit Hazırlamak

Birlikte Kartvizit Hazırlamak
Sizin kadar çocuğunuzun da arkadaşları vardır. Onlar da sürekli yeni insanlarla tanışırlar. Niçin kendi dostlarına vermek üzere tasarımlayacakları kendi kartvizitlerini hazırla­masına yardım etmeyesiniz? Çocuk bakımı, hayvan bakımı, bahçe işi, otomobil yıkama ya da köpek gezdirme gibi özellikleri varsa, bun­ları da karta yazabilir. Kartvizitini kendi zevkine göre, istediği renkte ve yazı türüyle tasarımlamasına izin verin; üzerine ne yazılacağına da kendisi karar versin. Sadece adlan, adresleri ve telefon numaralarını yaz­makla yetinebilir. Ancak bu kartları sadece tanıdıkları ve dost olmak istedikleri insanlara vermelerini sağlayın.

Amaçlar Koymak

Amaçlar Koymak
Hayatın ilk yirmi yılı belli bir eğitimle geçer. Disiplini öğrenmek, bağımsız yaşamayı öğrenmekle sağlanır. Egzersiz yapmadan özdisiplin kazanamazsınız. Bunun anahtan pratiktir. Bu nedenle yürüyüş gibi hep birlikte yapabileceğiniz bir hedef koyarak bütün aileye egzersiz yaptınn. Aile; hedef koyma, pratik yapma, sınırlan kabul etme ve teşvikin bir amaca ulaşmaya yardımcı olduğunu hep birlik­te öğrenir. Eğitimi tamamladıktan ve yürüyüş bittikten sonra, mutlaka bunu kutlamahsınız. Daha sonra gene birlikte gerçekleştireceğiniz bir başka hedef üzerinde konuşun.

Etrafı Toplamak

Etrafı Toplamak
Masanızı, çekmecelerinizi ve dolabınızı düzenle­mek için bir gün ayırın ve çocuklarınız da kendi eşyalanm düzenlesin. Dolabınızda aynı renkteki ya da aynı türden (gömlekler, bluzlar, elbiseler, tişörtler gibi) eşyaların bir yerde durmasını isteyebilirsiniz. Elbiselerinizi gözden geçirirken, birilerine vermek veya başka bir şekilde değerlendirmek üzere giymediklerinizi bir kenara ayırın. Düzenleme becerisini kazanması için çocuğa ilk başta yardım gerekebilir, ama ne yap­ması gerektiğini öğrettikten sonra kendi eşyalanm kendisinin düzenlemesi için ebeveyn geri durabilir. Ayda bir günü ailedeki herkesin kendi eşyalanm düzenlemeye zaman ayırdığı gün yapmak yararlı olur. Bu düzenleme gününde zamanınızı ilk önce nasıl düzenleyeceğini öğretmek üzere çocuğunuzla birlikte geçirmelisiniz.

Kontrolü Elden Bırakmayın

Kontrolü Elden Bırakmayın
Ne kadar geç kalkabileceği, ne giyeceği, ev ödevlerini ne zaman yapacağı ve kiminle birlikte oyna­yacağı gibi hayatındaki konulardan birinde çocuk çoğu kez daha fazla kontrol sahibi olmayı ister. Kontrol üzerine bir tartışma başlatın ve çocuğunuzun söylediklerine kulak verin. Çocuğunuzun yaşamında değiştirmek istediği bir şey var mı? Çocuğunuzun söyledikleri sizin açınızdan anlamlıysa, her ikiniz açısından da kabul edilebilir bir uzlaşmaya varmaya çalışın. Eğer çocuğunuzun söyledikleri size uymuyorsa, nedenini açıklayın.

Bir Yerlerde Bir Kitap Vardır

Bir Yerlerde Bir Kitap Vardır
Çocuklar meraklı yaratıklardır. Çocuğunuz size bir soru sorduğunda ne yaptığınızı düşünmek için bir an durun. Verilecek yanıtlardan bir tane­si bir miktar zaman gerektirse de ilişkiye zenginlik katacaktır; bu bir kitaba ya da ansiklopediye başvur­mak, birlikte okuyup çocuğun merakını giderecek yanıtı bulmaktır. Bunu yaptığınız zaman, çocuğunuza sorularına nasıl yanıt arayacağını, nelere başvurması gerektiğini ve kay­nakları nasıl kullanacağını öğretmiş olursunuz. Sorulanna yanıt bulmanın keyifli bir faaliyet olduğunu görecek ve sorularına kendi başına cevap bul­mayı çabucak öğrenecektir.

Bir Duvarı Olsun

Bir Duvarı Olsun
Çocuklar odalarını kendi yaptıkları şeylerle donatmayı pek sever. Niçin evdeki malzemelerle ona bir duvar panosu yapmıyorsunuz? Böylece çocuk kendi yaptığı şeyleri "yüksek bir amaç" için kullanma doyumuna ulaşacaktır. Suluboya veya kurşunkalemle yapılmış resimler, şiirler, mektuplar ya da ödüller bu panoyu süsler. Bu panoya koymak için fotoğraf biriktirin. Bunları da panoya iliştirsin. Çocuk sıkıldığında, panodakileri değiştirecektir.


Günlük Beceriler Öğretmek


Çamaşır yıkamak, alış veriş yapmak, faturaları ödemek ve temizlik yapmak gibi günlük ev işleri çocuğun öğrenmesi gereken önemli şeylerdir. Çocuğa bağımsız olmayı öğretir. Çocuğunuz bu becerileri kazanmış olarak evden ayrıldığında, hem daha fazla özgüvene sahip olur, hem de siz onu daha az düşünürsünüz.


• Markete giderken çocuğunuzu da yanınızda götürün. Birlikte marketi gezerken ona fiyat etiketlerini nerede bulabileceğini, meyvenin iyisini nasıl seçeceğini, hazır yiyeceklerin içindeki katkı maddelerini nereden okuya­bileceğini vb. gösterin. Bir dahaki gidişinizde eline bir liste vererek, bazı şeyleri bulup getirmesini sağlayın.


• Eski çek defterleriniz varsa, çocuğunuz bunları doldurma alıştırmaları yapabilir.
Ona bir faturanın ne olduğunu, mektup zarflarının üzerinin nasıl yazılacağını gös­terin. Hesap defterini denkleştirmek için sadece toplama ve çıkarma işlemi gerekir. Bu görevi niçin 8 yaşındaki çocuğunuza ver-meyesiniz? (Elbette sonra sizin iki kere kontrol etmeniz gerekir). Çocuk çamaşırları beyazlar, renkliler ve koyu renkliler olarak ayırsın. Çamaşır ve/veya kurutma makinesinin nasıl çalıştığını ona da öğretin ve kendi çamaşırlarını yıkaması için onu teşvik edin.
Yemek pişirmenin de öğretilmesi gerekir. Birden fazla çocuğunuz varsa, her gün mut­fakta size bir başkası yardım etsin.

Beceriklilik

Beceriklilik
Hayat bir çocuk için günlük fırtınalarla baş etmeyi öğrenmekten ibarettir. Becerikli olmak; meydan okumalan kabul etmek, bunlar üzerinde düşünmek için zaman ayırmak ve sonra erişilebilir kaynaklan kullanarak sorunları çözmek demektir. Çocukta becerikliliğin gelişmesi onu hayattaki fırtınalan atlatma becerisiyle donatır. Seçenekler oluşturmada özgüven sağlar ve çocuğa etrafındaki dünyanın aktif katılımcısı olmayı öğretir.
"Fırtınalardan korkmuyorum, çünkü gemimin yelkenini nasıl kullanacağımı biliyorum."
—Louisa May Alcott

İyi Görünmek - Tertipli Olmak

İyi Görünmek - Tertipli Olmak
Çocuğa görünümüne özen göstermeyi öğretmek pek kolay değildir. Kimi zaman sürekli hatırlatma gerektirir. Çocuğunuzun son derece iyi göründüğü ve tertipli olduğu bir gün fotoğrafını çekin veya çektirin. Pasaklı göründüğü bir günde de aynı şeyi yapın. Aynı şekilde odasının tertipli ve darmadağınık halinin de birer fotoğrafını çekin. Sonra ona her zaman iyi görünmesi ve tertipli olabilmesi için neler yapması gerektiğini anlatın. Her gün iyi görünebilmesi için neler yapması gerek­tiğine ilişkin bir liste yapın. Bu listede diş fırçalamak, yüz yıkamak, saç taramak, yatak yapmak, elbiseleri katlamak vb. yer almalıdır. Çocuğa iyi görünmenin ve terti­pli olmanın sadece temizlik açısından değil, birlikte yaşadığı insanlar açısından da ne kadar önemli olduğunu anlatın.

Plan Yapmak

Plan Yapmak
Çocuklar genellikle ergenlik çağının sonundaki belli bir zamana kadar faaliyetlerini tümüyle kendileri düzenleyemez. O döneme kadar etraflarındaki büyüklerin yardımına ve rehberliğine ihtiyaç duyarlar. Planlama stratejilerinin kendi­lerine öğretilmesi ve anne-babanın nasıl hedefler koyup bun­ları gerçekleştirdiğini izlemesi gerekir. Çocuğunuza büyük bir takvim temin edin ve bu takvime şunları yazmasını teşvik edin: Okul ödevlerinin tarihleri, okulla ilgili özel günler, atle­tizm takımıyla ilgili tarihler, konserler, tatiller vb. Çocuğunuz okuldan eve önemli bir ödevle geldiğinde, örneğin bir rapor yazması gerektiğinde, işe yaklaşma tarzını örgütlemesi için, "Bu nasıl bir rapor olacak? Bununla ilgili kitap kütüphanede yoksa, ne yapacaksın? Gelecek hafta sonu evde olmazsan, rapor ne olacak?" gibi sorular sorun. Takvime raporla ilgili hangi gün ne yapılacağını da yazsın. Büyük görevleri küçük hedeflere bölmede yardım ederek çocuğa ömrü boyunca yararlı olacak bir araç sağlarsınız.

Bırakmak istiyorum

Bırakmak istiyorum

Çocuk futbol, basketbol, dans, piyano dersi, resim gibi bir faaliyete katılmaya karar verirse, oturup birlikte bu faaliyet için bir deneme süresi koyun. Spor konularında on haftalık bir deneme süresi kabul edilebilir. Müzik aletlerinde ise birkaç ay gereklidir. Çoğu kez çocuk ilk başlarda güvensiz olabilir. Başka çocukların kendisinden daha iyi olduklarını görür ya da egzersiz yapmaktan hoşlanmayıp bırakmak isteyebilir. Başlanan bir şeyi bitirmek iyi bir alışkanlıktır ve çocuğa korkularını yenebileceğini ve yeni beceriler kazanabileceğini gösterir. Kendi gücü ve zayıflığıyla ilgili deneye sahip olduğu ve bunları aştığı için, bu basan ileride kişisel motivasyon sahibi olmasına yardımcı olur. Eğer çocuğunuz katıldığı faaliyeti başta mutabakata vardığınız süre bittikten sonra bırakmak isterse, bu karara saygı gösterin. Eğer çocuğunuz herhangi bir faaliyete ilgi duymuyorsa, birlikte böyle bir meşguliyet arasının ve onu yüreklendirin.

İş Hayatına Atılma

İş Hayatına Atılma
Çocuğunuzun çok az parayla ya da herhangi bir masraf gerekmeden başlatabileceği pek çok iş vardır. Eğer çocuğunuzun zamanı varsa ve bir iş yapmayı denemek istiyorsa, şu işleri deneye­bilir: Mektup kâğıdı başlığı tasarımı, çocuk ya da evcil hayvan bakımı, yaşlılara yardım edip onların alışverişlerini ve bahçe işlerini yapmak, matematik dersi vermek ya da küçük çocuklara kitap okumak, araba veya evcil hayvan yıkamak, köpek gezdirmek, bahçelerdeki zararlı otları temizlemek ya da yaprakları toplamak. Seçenekler sonsuzdur. Ama ilk önce ona işe zamanında başlamak, sözüyle işi bir olmak ve verilen talimatları dinlemek de içinde olmak üzere, iyi bir işgören olmanın sorumluluklarını anlatın. İşe başlayan çocuğunuza sahip olmadığı bir beceriyi kazanmada ve yaptığı işin karşılığında talep edeceği ücreti belirle­meye yardım edin. Bir görev sahibi olmak, az da olsa para kazanmak, bir işi iyi yapmaktan memnun olmak; bunların tümü kişisel motivasyonu geliştirir.

Bir Kahramanınız Var mı?

Bir Kahramanınız Var mı?
Her çocuğun örnek aldığı, kendisinde özen yaratacak niteliklere sahip ve arzu ettiği bir şeyi gerçekleştirmiş olan bir kahramana ihtiyacı vardır. Çocuğun kahramanı bazen anne veya babadır, bazen de bir spor yıldızı, öğretmen, yazar, müzisyen veya sanatçı olur. Burada önemli olan, çocuğunuza önemli insani nitelik­lerden söz edildiğinde kahramanın kim olduğunu bilmesidir. Çocuğunuza hayranlık duyduğu ve kendisi gibi olmak istediği iki kişinin adını verip veremeyeceğini sorun. Bu insanları niçin sevdiği konusunda onunla konuşun. Çocuğunuzun bu kahramanlar gibi olması için neler yapması gerekiyor? Hayranlık önemli bir kişisel motivasyon unsurudur. Bu nedenle çocuğunuzun hem günlük yaşamla ilgili, hem de tarihteki büyük şahsiyetler arasından seçilmiş kendi kahramanları olmasını teşvik edin.

Yapabileceğimi Düşünüyorum

Yapabileceğimi Düşünüyorum
Tepeyi tırmanamadığı için "Yapabileceğimi düşünüyorum, yapabileceğimi düşünüyorum" diye şarkı söyleyen treni anlatan çocuk masalını hatırlayın. Eğer bu masalı bilmiyorsanız, Küçük Başarılı Makine adlı kitabı bulup okumanızı öneririz. Ailenizden herhangi birisi "Yapamıyorum" dediğinde veya yeni bir şeyi denemekten korktuğunda, bu küçük treni hatırlatın. Değişikliği yaratanın yaklaşım olduğunu söyleyin. Bir aileye mensup olmanın güzel­liklerinden bir tanesi de ortak bir hafızaya sahip olmaktır. Bu nedenle aile fertlerinden birisi havuza atlayıp kazanmasının olanaksız olduğunu düşündüğü zorlu bir yanşa girmesi gerektiğinde, sadece birkaç sözcük bile onu esin-lendirmeye yeter. Oturup uzun uzun kendisine güven­diğinizi ve nasıl olumlu düşünmesi gerektiğini anlat­mak durumunda değilsiniz; sadece gözlerinin içine bakın, gülümseyin ve "Yapabileceğimi düşünüyorum" deyin, yeter!

Kendi Kendine Konuşma Stratejileri ~ l

Kendi Kendine Konuşma Stratejileri ~ l
Çoğu kez hatalanmızı en yüksek sesle ilan eden içimizdeki sestir. Bu, "Bu ödevi yapamıyorum", "Yanşa girersem sınıftaki herkes beni geçer", "Yemeğin tadı berbattı, korkunç bir ahçıyım", "Ev asla temiz görünmüyor" gibi şeyler söyleyen alçak bir sestir. Kötü düşüncelerin bir insanın kendisini daha kötü hissetmesine ve daha kötü işler yapmasına yol açtığı bir gerçektir. Olumlu düşünceler ise, insanın kendini daha iyi hissetmesini ve daha iyi işler yap­masını sağlar. Çocuk da kendisiyle ne kadar olumlu bir şekilde konuşursa, kendisini o kadar iyi hissedecek ve o kadar iyi şeyler yapacaktır. Çocuğunuzla oturup yetenekleriyle ilgili aklına gelen olumlu düşüncelerin uzun bir listesini yapın. Eğer çok sayıda fikir çıkmazsa, o zaman belli bir durumda neler hissetmek istediğine göre bazı düşünceler önerin. Çocuğunuzla anlaşın. İçinden gelen ses ne zaman kendisi hakkında kötü şeyler söylemeye başlarsa, beraber hazırladığınız listeyi kapıp yanınıza gelsin. Birlikte liste­den olumlu bir düşünce seçin ve yüksek sesle beş kere tekrarlayın. Sonra da çocuğunuzu, gün içinde kafasına ne zaman olumsuz şeyler takılırsa, bu düşünceyi tekrarlaması için teşvik edin.

Amaç Kartları

Amaç Kartları
Ailedeki herkese birer arşiv kartı alın. Kartın bir yüzüne tek bir amaç, arka yüzüne ise bu amaca ulaşmak için hangi adımlan atacağı yazılsın. Bu özgül amaca ulaşmak için hangi adımların atılması gerektiğini düşünün ya da bu konuda konuşmalar yapın. Her akşam ya da haftada bir kere kartın amaç yazılı olan yüzüne, bu amaca ulaşmak için neler yapıldığı kısaca kaydedilsin. Her sefer tarih atılırsa, hepinizin ulaşmak istediği hedefle ilgili çalışmayı nasıl sürdürdüğü izlenebilir. Birden fazla amaç kartı sahibi olunabilir, çünkü bazı hedefler bir hafta içinde gerçek­leştirilebilir, bazılarının gerçekleşmesi ise yıllar alır. Bu, çocuklarınızın bir şeyi gerçekleştirmek amacıyla yürümeleri gereken yönde düşünme alışkanlığı kazan­masına yardım edecektir. Bu, onlara aynı zamanda bir hedef doğrultusunda davranmanın o hedefe ulaşmaya gerçekten yardım ettiğini gösterecek­tir.

Düşler Dosyası

Düşler Dosyası
Hayatta arzu ettiğiniz şeyleri düşlemek en güçlü şevk araçlarından birisidir. Rüyalarını birbirleriyle paylaştırarak çocuklarınızı düş kurmaya teşvik edin. Ailenin maddi düşleriyle ilgili fotoğrafların ve tasvirlerin yer aldığı bir düş dosyası açın. Makaleleri, gazete ve dergi kupürlerinden kestiğiniz ev, tatil yerleri, otomobil, bisiklet, alet resimlerini bu özel dosyaya koyun. Hatta bu resimleri bir kâğıda yapıştırarak adınızı yazmayı ve tarih atmayı bile isteyebilirsiniz. Bu dosyayı özel bir yerde saklayın ve herkesi ara sıra bir şeyler eklemeye teşvik edin. Keyif alın ve hayal gücünüzü serbest bırakın. Bütün aile fertlerinin düşlerin ne kadar önemli, özel ve mahrem olduğunu anlamasını sağlayın. Gerçekleşen düşlere çok sevineceksiniz.

Kişisel Motivasyon

Kişisel Motivasyon
Engelleri aşma dürtüsüne kişisel motivasyon denir. Önümüze hedefler koy­mamızı sağlayan her birimizin içindeki küçük umut çekirdeğidir bu - ve bizi daha yükseklere eriştirir. Bu, olasılıklar bize karşı da olsa, bir şeylerin yapılabileceği inancıdır. Şevk kazanmış kişiyi hiç kimse ilerlemekten alıkoyamaz ve eğer bu motivasyon insanii yüreğinden geliyorsa, o kişi yenilmez hale gelir.
'Yükselme dürtüsünü hissettiğinizde sürünmeye asla razı olamazsınız."
—Helen Keller

Eve Hoş Geldin

Eve Hoş Geldin
Krallar ve kraliçeler bir yere var­malarım borazanlarla ilan ederdi. Siz de niçin kapınızın girişine her birinizin eve gelişini ilan edecek sesli aletler asmayasınız? Çıngırak, tef veya kaval gibi... Herkes kendisinin geldiğini ilan etmek üzere kendi melodisini seçsin. Okuldan, işten, dışardan gelen her aile ferdi kendi şarkısını çalsın. Bu tür gelenekler çocuklarda aile yaşantısıyla ilgili kalıcı anılar bırakır.

Doğa Adları

Doğa Adları
Kızılderililer kabile üyelerine doğayla ilgili isimler verirdi. Bunlar söz konusu kişinin en güçlü yanını vurgulayan Güneş Işığı, Küçük Nehir, Yalçın Dağ, Gece Mavisi, Yunus Balığı, Uçan Bulut, Kaplumbağa, Atmaca, Tarla Kuşu, Şarkı Söyleyen Kurt, Balansı ya da Ayçiçeği gibi tabiatla ilgili sözcüklerdi. Doğada sizi hatırlatan herhangi bir şey var mı? Bir araya gelin ve her birinizi tasvir eden tabiatla ilgili isimler düşünün. Bunun doğadaki iyi özelliklerle bağlı bulunmasına dikkat edin (Pisliği anımsatmak için Çamur Birikintisi ya da sabahları yüksek sesle homurdanmayı çağrıştırmak için Horoz gibi isimler özsaygı oluşturmaz!). Herhangi bir ismi seven, bunu doğadan kaynaklanan takma adı olarak kulla­nabilir.

Konuşmada Güven

Konuşmada Güven
Yeni bir şey öğrenmek, sonra bu yeni beceriyi kul­lanabilmek, çocuklann kendileriyle övünmesine yol açar. Ailenin hep birlikte geliştirdiği aktif ve gelişen bir kelime hazinesi böylesi keyifli beceri­lerden bir tanesidir. Her hafta bir kelimeyi seçin ve bunu bir kâğıda yazarak buzdolabına yapıştırın. Kelimeyi birkaç kere tekrarlarsanız, çocuğunuz onun nasıl telaffuz edileceğini öğrenir. Kelimenin anlamını açıklayın ve o kelimeyle bir ya da iki cümle kurun. Görev, herkesin bu kelimeyi günde en az bir kere okulda, işte ya da evde konuşurken kullanmasıdır. Herkes o gün o kelimeyi nasıl kul­landığını anlatsın ve bir puan alsın. Kelimeyi ne kadar çok kullanırsanız, o kadar puan alacaksınız, deyin. Ay sonunda puanlar toplansın ve en çok
puan alan "Büyük Kelime Şampiyonu"
ilan edilsin.

Kendi Şarkınızı Söyleyin

Kendi Şarkınızı Söyleyin
Çocuklar bildikleri şarkılara yeni sözler bulmaya bayılır. Özellikle de büyüklerin bildikleri melodileri saçma sapan sözlerle mırıldanmalarından çok hoşlanırlar. Herkesin bildiği bir şarkıyı seçin. Örneğin: "Daha dün annemizin..." Veya "Onun arabası var..." Şarkıyı şöyle başlatın: Seviyorum beni ben... Ya da: "Benim tek bir kendim var." Böyle başlayıp herkesin şarkıya yeni sözler uydurmasını teşvik edin. Şarkı söz­leri tamamlanınca bir kâğıda yazın ve şarkıyı en az bir kere bu yeni sözlerle söyleyin. Kimi zaman saçmalık da kendi başına önemlidir.

Kendini ifade Etmede Birbirinizi Destekleyin

Kendini ifade Etmede Birbirinizi Destekleyin
Bunun için bir teyp ve boş kasetlere ihtiyacınız olacaktır. Amaç herkesin iş yaparken, şarkı söylerken ya da herhangi bir şeyi tekrar ederken kendini banda kaydetme-sidir. Kendi bantlarını tek başlarına ya da ailenin kimi fertlerini de davet ederek kaydedebilirler. Herkese kendi bandını hazırlaması için birkaç hafta süre tanıyın. Bantların belli bir uzunluğa sahip olması gerekmez ve yetişkinler de buna katılmalıdır. Meşrubatlı bir bant dinleme töreni düzenleyin. Her bant çalınırken, birbirinizin kendini ifade ediş tarzını destekleyin. Olumsuz yoruma izin verilmemelidir. Mutlu bir yetişkinlik dönemi, kısmen kendi sesinizi bulmak ve ifade etmekle bağlıdır. Çocuğunuza başlama fırsatını tanıyın.

Kendinizi Sevin!

Kendinizi Sevin!
Başkalarının sizi takdir etmesi ve sizdeki özel­liklerden hoşlanması yetmez, siz de kendinizi sevmelisiniz. Çocuğunuzla oturup kendisinde sevdiği bütün özelliklerin bir listesini yapın. Eğer çocuğunuz yeteri kadar büyükse, bir form hazırlayıp bütün aile fertlerinin bir haneyi doldurmasını isteyebilirsiniz. Özelliklere şu başlıkları koyun: Görünüş, Beceriler ve Yetenekler, Dostluklar, Alışkanlıklar ve Duygular. Çocuğunuzun her başlık altında ken­disinde sevdiği en az beş şeyi sıralamasını sağlayın. Bir şey bulmakta zorlanırsa, ona "Yüzünde en sevdiğin nedir?" ya da "İyi yaptığın şeylerden bazıları nelerdir?" veya "Arkadaşların seni niçin seviyor?" gibi sorular­la yardım edin.

Övgüyü Vurgulamak

Övgüyü Vurgulamak
Yergi başka bir kişiye yöneltilen ve özsaygıyı azaltan olumsuz eleştiridir. Ailenizi toplayıp yergilerle övgüler üzerine konuşun. Herkese duyduğu yergiler üzerinde düşünmesi için üç dakika verin: Aptalsın, hiçbir şeyi doğru dürüst yapamıyorsun, eşek, kimse seni sevmiyor vb... Sonra herkes üç dakika övgüler üzerine düşünsün: Aferin, ne kadar doğru bir karar, seninle iftihar ediyorum vb... Hangisini hatırlamak daha kolaydır? Hangisini duymak daha büyük bir keyif verir? Hangisi kendinizi daha iyi hissetmenize yol açar? Birisine bir yergi yöneltildiğinde kullan­mak üzere elle yapılacak "Dur!" işareti, ıslık, zafer işareti gibi bir işaret üzerine anlaşın. Çocuklar ıslığı ve işaretleri çok sever ve her zaman olduğu gibi mizah davranışların değişmesinde bağırıp çağırmak­tan çok daha iyidir.

Sabah Sürprizi

Sabah Sürprizi
Bir akşam yatmadan önce o gün içinde aile fert­lerinden birinin hoşunuza giden bir davranışını düşünün. Bununla ilgili yazdığınız küçük notu ya da çizdiğiniz resmi ertesi sabah kahvaltıda ilgili kişiye verin. Sürpriz yapmak için kahvaltı masasında her zaman oturduğu yere bile koyabilirsiniz. Bu bir başkasının güne iyi başlaması için verilebilecek büyük bir destektir. Sefertasma ya da beslenme çan­tasına konacak not da büyük bir sürpriz olacaktır.

Kişisel Albümüm

Kişisel Albümüm
Geçmişteki bir olayı tekrar düşündüğünüzde ve anılar aklınıza geldiğinde, "Vay canına, bunu gerçekten ben mi yapmıştım?" ya da "O kadar güzeldi ki, keşke hâlâ orada yaşıyor olsaydık!" derken hissettiklerinizi unutmayın! Geçmişteki deneyler çocuklarda kişisel bir tarih ve ken­dini anlama duygusu uyandırır. Geriye bakmak geçmişteki deneylerinin bugünkü kişiliklerini etkilediğini fark etmelerine yardım eder. Albüm yapmak üzere büyük bir çizgisiz defter alın. Çocuğunuzu bilet koçanları, özel kartlar, sanat eserleri, belirli ev ödevleri, raporlar, özel günlere ait fotoğraflar, kartpostallar vb. toplamaya teşvik edin. Albüme konulan her olayla ilgili olarak oraya kimlerle ve hangi tarihte gittiği ve bu olay­da en çok neyin hoşuna gittiği üzerine birkaç satır yazılmasını da sağlayın. Ayda bir kere herhangi birinin albümünü hep birlikte gözden geçirmek keyifli olacaktır.

Biz Mükemmel Bir Aileyiz, Çünkü...

Biz Mükemmel Bir Aileyiz, Çünkü...
Her aile birçok açıdan mükemmeldir. Halka oluşturarak oturun ve her aile ferdi şu cümleyi
kendisine göre tamamlasın: "Biz mükemmel bir aileyiz, çünkü..." Birlikte yapmaktan
hoşlandığınız şeyler, evin düzeni nasıl sağlanıyor, paylaştığınız hedefler gibi düşünebildiğiniz
bütün olumlu özellikler tamamlayıncaya kadar devam edin. Bir aile olarak yaşamak zaman,
sevgi ve cesaret gerektirir, bu nedenle hepinizin ne kadar özel olduğunu unutmamak çok
önemlidir.

Ev Ödevi Nasıl Yapılmalı?

Ev Ödevi Nasıl Yapılmalı?
Çocuklar zamanlarının büyük bir bölümünü okul-
da geçirir. Verilen ödevleri anlamak ve zamanında
yapmak çocuğa gurur verir ve kendi hayatını
denetlemesini sağlar. Çocuğunuzun "ödevini"
hatırlayacak, huzur içinde hazırlayacak ve gerek-
tiğinde yardım alabilmesini sağlayacak şekilde
örgütlemesine yardımcı olun. Oturup ona ev
ödevinin çok önemli bir şey olduğunu
düşündüğünüzü ve kendisine yardımcı olmak iste-
diğinizi anlatın. Beyin fırtınası yaparak, birlikte ev
ödevi hazırlamayı her ikiniz için kolaylaştırın.
Bazı önerilerde bulunalım:
• Verilen her ev ödevini yazmak için küçük bir
not defteri olsun. Ebeveynin her gün bu
deftere bakması gerekir. Farklı konulara
ayrılabilecek bir klasör alın.
Okul bittikten sonra dışarı fırlamadan
önce bütün kitap ve defterlerinin
çantasında olup olmadığını düşünmek üzere
bir dakika durması için onunla konuşun.
• Evde çocuğunuzun dikkatini dağıtmayacak bir
köşe hazırlayın. Kâğıt-kalem, sözlük, silgi,
cetvel burada bulunsun.
• İlk başlarda çalar saati 25 dakikaya kurun, her
çalışma süresinden sonra 5 dakika teneffüs
olsun. Anne-baba çalışma süresini denetleme-
lidir.
• Anne ve baba, sorulan yanıtlamak ya da
yapılan ödeve bakmak için vardır. Anne ve
baba çocuğun ev ödevini yapmamalıdır.
Sorunlarla baş etmesi ve bunları kendi başına
çözme çocukta benlik duygusu uyandırır. Eğer
ev ödevini anne ya da baba yaparsa, çocuk
kendisini yeteneksiz sanır.
Çocuğunuzun bir sorun yaşadığını hissettiğinizde
öğretmeniyle görüşün.

Herkes Başrol Oynasın

Herkes Başrol Oynasın

Birisine sadece ilgi göstermek bile özsaygı geliştirebilir. Ailedeki herkese başrolü oynaması için beş ile on dakika süre verin. İstediklerini söyleyip istedik­lerini yapsınlar. Şarkı söylemek, hikâye anlatmak, şiir okumak, futbolun kural­larını sıralamak, sihirbazlık yapmak, fıkra anlatmak gibi... Dinleyenler hiçbir şekilde eleştirel tavır koymamalı, sadece dinlemeli, izlemeli, gülmeli ve alkışlamalıdır. Kendini olduğu gibi ifade ederken bütün aileyi yanında hissetmek çok güzel bir şeydir.

Olumlu Düşünce Tohumlan Atmak

Olumlu Düşünce Tohumlan Atmak
Eğer domates istiyorsanız, havuç ekmezsiniz. Yüksek bir özsaygı talep ettiğinizde, olumsuz düşünce tohumu atmazsınız. Zihnimize ektiğimiz tohumlar sahip olduğumuz düşüncelerimiz-dir; bunlar olumlu ya da olumsuz bir şekilde "kendi kendinle konuşmadır". Moralimizi bozan ya da bizi gerileten sözcükleri ne kadar çok kullanırız: "Matematiğim berbat."; "Filanca ben­den nefret ediyor."; "Hiçbir şeyi doğru dürüst beceremiyorum." Bütün bu düşünceler yarın olacağınız kişiyi geliştirecek tohumlardır. Çocuklarınıza kendi kendileriyle konuşmada yardımcı olun. Küçük kâğıt parçalarının her birine bir olumlu düşünce yazın. Herkes en az beş tane böyle kâğıt hazırlasın. Sonra herkes bunları katlasın. Katlanmış kâğıtları alın, toprağa çukur açıp bunları gömün. Üzerine güzel bir bitki dikin ya da toprağa gömülen kâğıtların üzerine yeşerecek tohumlar atın; böylece ailedeki herkes en çok istediği şeyle ilgili düşüncelerin tohumunu unutma­yacaktır.

Özel İltifatlarda Bulunmak

Özel İltifatlarda Bulunmak
Birisine iyi yaptığı bir şeyi söylerken çoğu kez genellemelerle yetiniriz: Çok iyi bir iş becerdin, harika bir annesin, temizlediğin için teşekkürler, iyi bir öğrencisin, gibi... Zaman zaman akşam yemeğinden sonra "Aynntıya Gir" oyunu oynayın. Herkes aile tarafından iltifat alma fırsatını bulacaktır. Önce genel bir şeyi belirterek başlayın, sonra giderek ayrıntıya girin. Bazı örnekler verelim: Harika bir annesin; nefis yemekler pişiriyorsun; karnıyarığı mükemmel pişiriyorsun; börek tam kıvamındaydı; yemeklere ne katacağını çok iyi biliyorsun; senin süt­lacının üzerine yok gibi... Ve başka bir örnek: Bu sabah çok iyi bir iş yaptın; Yatağını söyletmeden topladın; Çarşafını şiltenin altına soktun; Yatak örtüsünü pek güzel yaydın; Bebeklerini pek güzel yerleştirdin gibi... Çocuklar yaptıkları şeyler arasında hoşunuza gidenleri kesin bir ifadeyle duymak ihtiyacı içindedir; bunu duyarlarsa, tekrarlarlar!

Halay

Halay

Güne herkesin moralini yükseltecek bir şekilde başlayın! Aile el ele tutuşup halka olsun. Halka halinde yürüyerek, koşarak, hoplayarak ya da ayak­larınızın ucuna basarak aşağıdakilere benzer sözleri tekrarlayın. Bunlar; birbirimizi seviyoruz, iyi kalpliyiz, zekiyiz, keyifliyiz, birbirimizle geçini­yoruz, yardım etmeyi seviyoruz, biz bir ekibiz gibi, ailenizi yansıtan ve herkesin inandığı sözcükler olmalıdır. En yaşlı olan bir cümle söylesin, ötekiler bu cümleyi birkaç kez tekrarlasın. Tekerlemeyi isteyen herkes istediği zaman değiştirebilir; ancak her tekerlemenin herkes tarafından en az üç kere tekrarlanmasını sağlayın. Büyük çocuklar (8 yaş ve üzerindekiler) bunun aptalca bir şey olduğunu düşünebilir, ama küçükler çok eğlenecektir. Anne-babasının gülümsemesinden ve kendileriyle birlikte el ele tutuşup yürüdüğünü görmek­ten çok memnun olacaklardır.

Kendimi Beğeniyorum Duvar Afişi

Kendimi Beğeniyorum Duvar Afişi
Zaman zaman yapmamız gereken şeylere, öğrenmeye çalıştığımız yeni becerilere ve düzeltmemiz gereken özelliklere o denli odak­lanırız ki, ne kadar önemli bir şahsiyet haline gelmiş olduğumuzu gözden kaçırırız. Bunun için zaman ayınn; yapmayı sevdiğiniz şeyleri, arkadaşlarınızı, olmak istediğiniz kişiliği takdir edin. Herkes eline bir karton, makas, yapışkan, fotoğraflar ve eski dergiler alsın. Amaç, kendi­nizi anlatan bir duvar afişi yapmaktır. Sevdiğiniz her şeyi koyun. Üzerine yazı yaz­maktan çekinmeyin; arkadaşlarınızın, ailenizin resimlerini, hobilerinizle ilgi alanlarınızı ve hatta gurur duyduğunuz bir ev ödevini yapıştırın. Herkes kendi duvar afişini göğsünü gere gere asabilir. Bu proje herkesin birlikte yapmasına yöneliktir; yalnızca çocuklar için değildir. Anne-babanın da kendi iyi özelliklerine bakmalarını arzu ediyoruz.

İyi Özellikleri Öne Çıkarın

İyi Özellikleri Öne Çıkarın


Kendine saygı, insanın hayatı boyunca gelişen bir şeydir. Bu, kişinin kendine inancı, kendindeki iyi özel­likleri görme yeteneğiyle olduğu kadar, aynı zamanda yaptığı seçimlerle ilgili gelişen bir güvendir. Çocuklar davranış ve görüş açısından ebeveyn ya da kardeşlerine çok fazla bağımlı oldukları için, aile özgüvenlerinin gelişmeye başladığı ilk mekândır. Herkesin iyi özellik­leri üzerine neşeli bir hava içinde konuşmaya zaman ayınn. Her birinin elini bir kâğıt parçası üzerine koyup etrafını çizin. Her eli ayrı ayrı ele alıp o elin sahibi hakkında konuşun. Neyi iyi yapıyor? Onda sevdiğiniz nitelikler neler? Aileye nasıl katkıda bulunuyor? Hangi özelliklere sahip? Bütün bunları çerçevesi çizilmiş ellerin içine ve etrafına yazın. Bunu bütün aile fertleri için yaptıktan sonra herkesin görebileceği şekilde bir yere asın. Zamanla başka özellikler aklınıza gelirse, bunları da resimlere eklemekten çekinmeyin.

Kendini iyi Hissetme Not Defteri

Kendini iyi Hissetme Not Defteri

Aile fertlerinin her birine yazmak için telli küçük bir not defteri veya günlük satın alın. Her akşam yemekten sonra ya da yatmadan önce herkes o gün içinde kendisini iyi hissetmesine neden olan altı şeyi yazsın. Amaç hepimizin sahip olduğu olumlu deneylere odaklan­maktır. Kötü ve can sıkıcı yaşantılar hatırlanırken, çoğu kez basit bir gülümseme, teneffüsteki eğlenceli bir oyun, görülen bir yavru kuş ya da bir fıkraya patlatılan kahkaha unutulur gider. Yazılanların paylaşılması ya da mahrem tutulması konusunda kendinizi serbest hissedin. Eğer çocuklardan biri yazamayacak kadar küçükse, resim çizebilir ya da bir başkasına yazdırabilir. Eğer aklına hiçbir şey gelmezse,
yuvada oynanan oyunlar, okuldan eve birlikte gelinen arkadaşlar ya da severek yenilen bir yemek gibi, o günün olaylarını hatırla­ması için çocuğa yardımcı olun. Ailenizi her gün olumluyu arayan ve bulan bir aile haline getirin.

Kendine Saygı Duymak

Kendine Saygı Duymak

Çocuktaki kendine saygı çok küçükken biçimlenmeye başlar ve gün gün oluşmaya devam eder. Kendine saygı yetersizliklerimizi görüp kim olduğumuzu kabullenmekten ve hâlâ kendimizi sevmeyi tercih etmekten kaynaklanır. Çocuktaki özsaygı her başarılı karşılıklı etkileşim deneyiyle, iyi yerine getirilen görevle ve ulaşılan amaçla olduğu kadar, sevilen bir kişinin güzel sözleriyle de gelişir. Özsaygı muazzam başarılara dayanmaz. Kendine saygı çocuğun kendi hayatını düzenleyebildiği ve bunu iyi yapabildiği inancını oluşturan küçük günlük görevlerle sağlanır.

"Kendi öykümüzün kahramanıyız."
—Mary McCarîy